Silav: Ruh sağlığı da en az beden sağlığı kadar önemlidir

Başkanın bugünkü konuğu bir psikolog girişimci, TÜSİAV Ruh Sağlığı Platformu Eş Başkanı Psikolog Elif Silav, “Ruh sağlığı da en az beden sağlığı kadar önemlidir” diyen Sayın Silav çok ilginç şeyler söyledi.

Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz?

Psikolog Elif Silav: Lisans eğitimimi Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde tamamladım. Lisans eğitimim süresince Gazi Üniversitesinde pedagojik formasyon eğitimimi tamamladım. Lisans stajımı, Bilkent Şehir Hastanesinde tamamladım. Çeşitli huzurevlerinde gönüllü olarak staj yaptım. Ankara Onkoloji Hastanesinde kanser hastaları ile gönüllü olarak görüşmeler yaptım ve çeşitli anketler düzenledim. Pedagojik formasyon stajımı altı ay boyunca Etlik Anadolu Kız Mesleki ve Teknik Lisesinde gerçekleştirdim. Sonrasında alkol, madde bağımlılarına yardımcı olmak için bir kamu kurumunda görev yaptıktan sonra gerekli olan tüm eğitimlerimi sağladım. Sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak çalışmaktayım. Meslekte kendimi geliştirmek benim için çok önemli çünkü insanları anlamak için farklı bakış açıları kazanmanın öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. İnsanlara yardım etme isteği, iyi gelme, iyileştirme, bireylerin ruhsal iyi oluş hali ile baş edebilmek için elimden geldiğince yardım etmekteyim. 2020 senesinden itibaren Ankara Çukurmabar’da danışan kabul ediyorum.

Veli Sarıtoprak: Ne zaman terapi almalıyız?

Psikolog Elif Silav: Günlük hayatınıza, ilişkilerinize veya iş yaşamınıza dair sorunlarınız, sıkıntılarınız yaşamınızı etkileyip hayat akışınızı bozuyorsa psikoloğa gitmek sizi daha iyi hissettirecektir. Psikolojik destek almak için kişinin hayatında illaki bir sorun olması gerekmez. Kişi kendinin farkına varabilmek veya alternatif düşünceler geliştirmek ve onları değerlendirmek için de psikologdan destek alabilir. Kendi duygularını daha iyi anlamak, düzenlemek ve organize etmek için psikolojik destek alınabilir.

Veli Sarıtoprak: Psikolog seçimimizi yaparken nelere dikkat etmeliyiz?

Psikolog Elif Silav: Seçeceğiniz psikoloğun resmi olarak lisanslı olması ve ilgilendiğiniz alanlarda uzmanlaşmış olması önemlidir. Aynı zamanda daha önce çalıştığı yerleri ve referansları hakkında bilgi edinilmesi faydalı olacaktır. Psikoloğunuzun iletişim becerilerinin yüksek olması terapinizin daha verimli geçmesini sağlar. Bunun yanında terapistinizin hangi yaklaşımı kullandığı da terapi sürecini ve süresini etkileyecektir.

Veli Sarıtoprak: Psikoloji neden popüler bir bilim haline geldi?

Psikolog Elif Silav: Toplumda zihinsel sağlığın öneminin artmasıyla birlikte, insanların duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarına yönelik çözümler aramaları arttı. Psikoloji, bu ihtiyaçlara cevap veren bir disiplin olarak büyük ilgi gördü. Bunun sonucunda teknolojik gelişmelerle psikolojik bilgiye ulaşım daha kolay bir hale geldi. Modern toplumlarda insanın kendini keşfetme ilgisi de psikolojiye olan merakı arttırdı. Uygulama alanlarının çokluğu, örneğin klinik psikoloji, endüstriyel/örgütsel psikoloji, eğitim psikolojisi gibi çeşitlilik psikolojinin popülaritesini artırdı.

Veli Sarıtoprak: Terapi, duygusal iyileşme sürecini nasıl hızlandırır ve terapistler, geçmiş travmaları nasıl işleyerek kişilerin duygusal yaralarını onarmalarına destek olur?

Psikolog Elif Silav: Terapistler, duygusal iyileşme sürecini hızlandırmak için kişilere empati ve anlayışla yaklaşarak güvenli bir ortam yaratırlar. Geçmiş travmaları işlerken, duygusal yaraları iyileştirmek için terapistler, duyguları ifade etmeye teşvik eder, travmatik olayları anlamalarına ve kabul etmelerine destek olurlar. Terapi sürecinde, duygusal zorluklarla başa çıkmak için etkili stratejiler ve beceriler öğretilir ve kişilerin duygusal güçlenmelerine yardımcı olunur. Ayrıca, terapistler, olumlu ilişki deneyimleri yaşatarak ve olumlu benlik algısı geliştirmeye yönlendirerek kişilerin kendi içsel kaynaklarını keşfetmelerine yardım ederler.

Veli Sarıtoprak: Terapistler, bireylerin yaşamlarındaki olumlu değişiklikleri nasıl teşvik eder ve kişisel gelişimlerini nasıl destekler?

Psikolog Elif Silav: Terapistler, bireylerin yaşamlarındaki olumlu değişiklikleri teşvik etmek için öncelikle onların hedeflerini ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışırlar. Kişilerin güçlü yönlerini ve potansiyellerini vurgulayarak, onlara olumlu bir bakış açısı sunarlar. Terapistler, bireylerin duygusal ve zihinsel zorluklarını ele almak için etkili stratejiler ve beceriler öğretirler. Kişilerin öz farkındalıklarını artırmaya ve kendi içsel kaynaklarını keşfetmeye yardımcı olarak kişisel gelişimlerini desteklerler. Ayrıca, terapistler, olumlu ilişki deneyimleri aracılığıyla bireylerin kişisel büyüme ve değişime açık olmalarını teşvik ederler.

Veli Sarıtoprak: Acı çekmek insan olmanın önemli bir parçası mıdır, psikoloji ne diyor?

Psikolog Elif Silav: Acı, insanların harekete geçmesini sağlar çünkü acı çekmek aslında tepkisiz kalmayıp duygu yoğunluğumuz neticesinde bizi değişme, farkındalığa iten güç haline gelebilir. Bu yüzden acı çekmek insan olmanın önemli bir parçasıdır. Tüm insanlar doğal olarak acı çekerler, çünkü acı yaşamımızın bir parçasıdır, yapılan araştırmalara göre acı çekmek insanları ölümden koruyor. Nasıl mı?

Fiziksel olarak hissedilen acı duygusu, bedenin zarar gördüğüne dair bir uyarıdır. Eğer bu uyarı gelmezse bedenimizin hasarlandığını anlayamayız ve bir uzvumuzun işlevsiz hale gelmesi söz konusu olabilir. Mesela elimiz yandığında acı duymazsak ateş elimizi yakıp kül edebilir ve elsiz kalabiliriz. Bu nedenle acı insan bedeni için bir koruma kalkanıdır. Acılarımızı yaşarken önemli olan sorunlar ve acılarımız ortaya çıktığı zaman kabule geçip bu duygunun bizde yarattığı şeyleri fark etmek, bedenimiz ve ruhumuzun sesini dinlemek. Böylelikle hayatımızda olan şeylere duyarsız kalmayız.

Veli Sarıtoprak: Psikologlar neden “çocukluğa” iniyor?

Psikolog Elif Silav: İnsanlara psikolog denince çoğunun aklına bir kanepeye uzanmış bir kişi ve onun çocukluğunu dinleyen başka biri geliyor. Öncelikle, şunu söylemek gerekiyor: her zaman çocukluğa inilmesine gerek yoktur. Çocukluğa inme gelen danışanın durumuna bağlıdır. Danışanın patolojik durumuna göre yaklaşım vardır. İnsanların her tavrı, davranışı çocukluk kaynaklı da olmayabiliyor. İnsan güncel bir varlıktır. Yaşamın akışına göre davranışlarda, yaklaşımlarda, tutumlarda değişim görülebilir. Psikolojide geçmiş yaşantı çalışılır ancak her zaman çocukluk olmayabilir. Ancak şunu da belirtmek gerekiyor ki çocukluğumuz bizim kişiliğimizin geliştiği, büyüdüğü dönemdir. Bu dönemde yaşadıklarımızın bizim gelecek yaşantımızdaki davranış biçimimizi, tutumlarımızı belirleyici rolü vardır. İnsan yaşamı sebep-sonuç ilişkileri üzerine kurulmuştur. Sebepsiz yere tavır, tutum, düşünce, davranış neredeyse hiç yoktur. Bir insan mantıken hissetmemesi gereken bir duyguyu, tavrı bir olaya karşı gösterdiğinde burada çocukluk yaşantısının izlerinin aranması normaldir. Çünkü muhtemelen burada çocukluktaki bir olaya örtülü bir tepki söz konusudur. Bu sebeple, psikloglar bu tarz ipuçlarını gördüğünde çocukluğa inmeyi tercih ederler.

Veli Sarıtoprak: TÜSİAV ailesi ile nasıl tanıştın?

Psikolog Elif Silav: Küçüklüğümden itibaren tek hedefim insanlara yardımcı olabilmek, sesimizi tüm ülkeme duyurmak olmuştur. TÜSİAV’ın ülkemize olan katkılarını sosyal medya aracılığı ile her zaman takip ederdim. Bir çalışma molası esnasında insanların ruh sağlığına nasıl toplu bir şekilde yardımcı olurum, ihtiyaç sahibi insanlara en yardımcı olacağım şekli düşünürken; en başarılı sivil toplum kuruluşlarından biri olan TÜSİAV ile tanıştım. O günden itibaren ruh sağlığı platformu başkanlığında görevimi en iyi şekilde yerine getiriyorum.