Sarsıntıdan etkilenen 10 ili kapsayan OHAL tezkeresi TBMM Genel Şurası’nda

HDP Küme Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, sarsıntı bölgesinde OHAL ilanına karşı olduklarını, yanlışsız ve gerekli bulmadıklarını söyledi.

Oluç, TBMM Genel Konseyi’nde, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan etkilenen 10 vilayette harikulâde hal (OHAL) ilanına ait Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi üzerinde konuştu.

Etki gücü yüksek, sonuçları çok ağır bir felaketle karşı karşıya olduklarına işaret eden Oluç, iki büyük zelzeleyle 10 ilin enkaza dönüştüğünü belirtti.

HDP’li Oluç, hem Türkiye hem de Suriye’deki sarsıntılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.

Deprem haberini alır almaz, partisinin seferberlik ilan ettiğini belirten Oluç, milletvekillerinin, zelzelenin yaşandığı vilayetlerde vatandaşlarla bir ortada olduğunu anlattı.

Oluç, sarsıntılarda yıkılmayacak binalar yapmanın önlem olduğunu, lakin önlemlerin alınmadığını öne sürerek, “Devletin vazifesi binaların uygunluğunu ve yerini denetim etmek. Ona nazaran ruhsat vermek ya da vermemektir. Gereğince hakikat yapılıyor mu bu vazife? Hayır. Zelzele olduğunda yaraları sarmak için hazırlıklı olmak gerekir. Kâfi hazırlık var mı ‘ Yok. AFAD yetersiz, ayrılan bütçe komik. Hem eleman hem de ekipman eksik. Bu yetersizliğin yarattığı en kıymetli sonuç, vaktinde müdahale edilmemesinin yarattığı ağır insanlık trajedisi.” diye konuştu.

17 Ağustos 1999 sarsıntısının üzerinden çeyrek asır geçtiğine dikkati çeken Oluç, bu mühlet içinde ders çıkarmayan, kâfi siyaset ve tahlil üretmeyen bir yaklaşımı, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarda apaçık gördüklerini aktardı.

İstanbul’da yaşanacak bir zelzelenin sonuçlarını düşünmek bile istemediklerini lisana getiren Oluç, “İstanbul’da mümkün bir sarsıntıda yıkılacağı kestirim edilen bina sayısı, en optimist beklentiyle 190 bin civarındadır. Bugün sarsıntı bölgesinde yıkılmış bina sayısı, resmi açıklamaya nazaran 6 bin 444’tür. Felaketi düşünebiliyor musunuz'” sorusunu yöneltti.

Meclis’te kurulan zelzele araştırma kurulunun, 500 sayfalık bir rapor yayımladığını ve bu raporda 268 teklife yer verildiğini anımsatan Oluç, iktidarın, tekliflerin gereğini yapmadığını savundu.

-“Deprem ‘geliyorum’ dedi”

Devletin 1999’da yaşanan zelzeleden bu yana kâfi hazırlığının olmadığının bir kere daha ortaya çıktığını ileri süren Oluç, şunları kaydetti:

“Yöneticiler ‘çok büyük dersler aldık’ diyor. Nerede o dersler’ Göremiyoruz. Türkiye sarsıntı ülkesidir. Sarsıntı üzere bir afeti, felakete dönüştüren ise tedbirsizliktir, vaktinde gerekli tedbirlerin alınmamasıdır. Yapılaşmadan tutalım da arama kurtarma faaliyetlerine varıncaya kadar, gerekli derslerin çıkartılmadığı, organize olunmadığı görülmektedir. Bilim insanları yıllardır uyarmaktadır. Kahramanmaraş zelzelesi ‘geliyorum’ dedi. Bunun bilinmemesi imkansızdı. ‘Geliyorum’ diyen bir sarsıntı karşısında hangi hazırlıklar yapıldı? Maalesef tekrar tıpkı vurdumduymazlıklar yaşandı. Görmezden gelindi. En başta alınması gereken önlemler günler sonra alınmaktadır. İşte bu yaklaşım, öngörüsüzlüğün, tedbirsizliğin ve organizasyonsuzluğun sonucudur. Arama kurtarma çalışmalarına katılan AFAD işçisi sayısında da tablonun ne olduğu belirli değildir. Selde, orman yangınlarında gördük, yurttaş çaresizliğe sürüklendi. Yurttaşa yardımcı olması gereken toplumsal devlet, halktan IBAN’la para toplayan devlete dönüştü.”

“Basiretli bir idarenin afet idaresi için OHAL’e gereksinimi yok”

HDP Küme Başkanvekili Oluç, 10 ilin afet bölgesi ilan edildiğini hatırlatarak, bölgede yapılması gerekenlerle ilgili iktidarın elinde gereğince yetkinin bulunduğunu lisana getirdi.

Oluç, “İktidarın evvelki pratiklerine bakarsak, bunun afet idaresi değil tam aksine böylesi bir periyotta halkı baskılamak, basını susturmak, muhalefeti engellemek üzere sonuçlar çıkaracağı kuvvetle olasıdır. 2016 sonrasında yaşananlar bunu göstermiştir. Ayrıyeten basiretli bir idarenin afet idaresi için OHAL’e de muhtaçlığı yoktur.” sözünü kullandı.

OHAL ile birbirini takip eden hukuksuz uygulamaların devreye konulabileceğini savunan Oluç, “Afet bölgesi ilanıyla bu iktidarın yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Ayrıyeten yürütmenin elindeki harikulâde, mutlak iktidar yetkileri ile de yapamayacağınız hiçbir şey yoktur. Derdiniz ne? Seçimlere gidiyoruz. Mayısta seçimler yapılacak diye konuşuluyordu. OHAL ilanı ile bunun bir alakası olabilir mi sanki? Bunları düşündürtüyorsunuz. Bu nedenlerle OHAL ilanına karşıyız, hakikat ve gerekli bulmuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.