LÜTZERATH – Almanya’da “linyit köyü” etrafında yaklaşık 35 bin çevreci aksiyon yaptı

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde “linyit köyü” olarak bilinen Lützerath’ta polisin bölgeden çıkarmaya çalıştığı, maden alanlarının genişletilmesine karşı 2,5 yıldır uğraş eden çevreci aktivistlere dayanak vermek için komşu Keyenberg köyünde yaklaşık 35 bin kişi toplandı.

Polisin Lützerath’a girişi engellemesi nedeniyle dün Keyenberg’de toplanan aksiyoncular, maden alanlarının genişletilmemesi ve mevcut alanların kapatılması talebiyle şov düzenledi.

“Tahliyeyi önleyin. İklim adaleti için” sloganıyla bir ortaya gelen çevreciler, doğal hayatın bozulmasına ve karbondioksitin etrafa verdiği ziyana dikkati çekerek, linyit madenleri için ormanların yok edildiğini lisana getirdi ve güç şirketlerini eleştirdi.

İsveçli etraf aktivisti Greta Thunberg ile kimi siyasetçilerin de katıldığı şovda konuşmalar yapıldı, sloganlar atıldı.

Organizatörler, şova 8 bin kişi beklenirken yaklaşık 35 bin kişinin katıldığını açıkladı.

Bu ortada Lützerath’ta kurulan barikatları aşıp girmeye çalışan birtakım çevreciler polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.

Polisin bölgeye müsaadesiz giren göstericilere copla müdahale ettiği görüldü.

Maden alanının genişletilmesini önlemek için ormanda yaşıyorlar

Almanya’nın “linyit köyü” Lützerath’ta maden alanının genişletilmesine karşı çıkan çevreciler, 2,5 yıldır köyün yakınındaki ormanlık alanda gayret veriyor.

Enerji şirketi RWE’nin linyit kömürü çıkarılan sahayı genişletme kararı üzerine, Mönchengladbach kenti yakınlarındaki maden bölgesinde ağaçların zirvelerine kurdukları baraka meskenlerde yaşayan çevreciler kömür ocaklarının genişletilmesine karşı çıkış nedenlerini AA muhabirine anlattı.

Lützerath Yaşıyor İnisiyatifi Basın Sözcüsü Mara Sauer, Lützerath’daki maden ocağını, Avrupa’nın devasa linyit madenlerinden ve en büyük karbondioksit kaynaklarından biri olarak nitelendirdi.

Sauer, bölgeden çıkarılmak istendiklerini lakin maden alanını terk etmeyeceklerini vurgulayarak Sauer, “Lützerath yaşamalı. Bunun için de toprağın altındaki kömür, olduğu yerde kalmaya devam etmeli.” dedi.

Hükümetten ve siyasetçilerden talepleri olmadığını belirten Sauer, şöyle devam etti:

“Çünkü mevcut sistemde kıymetli bir değişiklik olmayacağını tekraren gördük. Şu an Yeşillerin içinde yer aldığı hükümet iktidarda lakin hayat kaynaklarımızın, güç şirketlerine satıldığı bir durumla karşı karşıyayız. O yüzden diyoruz ki bu sistem çalışmıyor ve diğer bir sisteme muhtaçlığımız var. İşleri kendi elimize almamız gerekiyor, bu yüzden de 2,5 yıldır burada ormanda yaşıyoruz. Bu kararın önünde durduk, birbirimizle dayanışma içinde olduk.”

Siyasi sistemden iklim uğraşında ümitler kesilmiş

İklim aktivistlerinden Bengz Opiz de bölgedeki maden ocağının genişletilmesi yerine kapatılması gerektiğine dikkati çekerek, güç şirketleriyle işbirliği yapan siyasetçileri eleştirdi.

Söz vermesine karşın bu hükümetin de kendilerine yüz çevirdiğini belirten Opiz, bu siyasi sistemin iklim gayretinin yanında yer alacağına dair hiçbir umutları kalmadığını söyledi.

Barakalarda yaşayan ve ismini vermek istemeyen bir öbür iklim aktivisti de polisin sert tavrını eleştirdi.

Almanya’da kömür üretimi kısa vadede artacak

Almanya hükümeti, 2030’a kadar kömürle çalışan termik santralleri kapatma kararı almıştı.

Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın akabinde Rusya’dan doğal gaz alımını durduran Almanya, güç arzını garanti altına almak için alternatif arayışına girdi.

Hükümet, birtakım kömür santrallerini tekrar şebekeye bağlama ve kapatılması planlanan kimi santrallerin ömrünü uzatma kararı aldı.