Lupus hastalığı nedir, neden olur? (Kelebek hastalığı) Pozitif Lupus hastası ne demek?

Lupus hastalığı nedir, neden olur? (Kelebek hastalığı) Pozitif Lupus hastası ne demek?
Yayınlama: 03.10.2023
7
A+
A-


Lupus hastalığının sebep olduğu iltihabi reaksiyonlar vücudun hemen her dokusunda görülebildiğinden, klinik tabloda çoklu organ tutulumu izlenebilir. Bu anlamda; cilt, kan hücreleri, solunum sistemi, kalp-damar sistemi veya boşaltım sistemi gibi pek çok organ ve dokuda lupusa bağlı iltihaplanmalar görülebilir. Pozitif Lupus hastası ne demek? Lupus hastalığı nedir?

Bağışıklık sistemi, vücuda ait olmayan her türlü oluşuma karşı tepki vererek vücudun sağlık ve bütünlüğünü korur. Ancak bazı kişilerdeki bağışıklık sistemi elemanları, vücudun kendi doku veya organizmalarını yabancı olarak algılayıp kontrolsüz tepki vererek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sağlık sorunlarından biri lupus hastalığıdır.

Her ne kadar lupusun temelindeki mekanizma olan bağışıklık sisteminin vücut dokularını tehdit olarak algılaması olayının neden geliştiği tam olarak bilinmese de; bazı faktörlerin lupus gelişimini kolaylaştırdığı bilinmektedir. Bu bakımdan aşağıdaki durumlar lupus hastalığı açısından risk faktörü kabul edilir:

• Genetik: Yapılan araştırmalar, bazı genetik özelliklere sahip kişilerde lupus semptomlarının ortaya çıkmasının daha muhtemel olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda 50’den fazla riskli gen tanımlanmıştır.

• Çevresel faktörler : Sigara kullanımı, stresli yaşam tarzı, silika ve benzeri toksik maddelere maruziyet gibi çevresel etmenlerin lupus gelişimini tetiklediği bilinir.

• Hormonlar: Östrojen hormonu gibi bazı hormon düzeylerindeki dengesizliklerin lupus gelişimini etkileyebileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.

• Enfeksiyonlar : Sitomegalovirüs (CMV), Epstein-Barr virüsü (EBV) gibi bazı viral enfeksiyonlar sonrasında, bağışıklık sisteminin vücudu tehdit olarak algılaması sonucu lupus gelişimi görülebilir.

• İlaç yan etkileri: Hidralazin, kinidin veya romatolojik rahatsızlıklarda kullanılan biyolojik ajanlar nedeniyle kişilerde lupus benzeri belirtilerin ortaya çıkması söz konusu olabilir.

• Bunların dışında özellikle 15 ile 44 yaş arasında olan kişiler, kadınlar, siyahi ırktan olanlar ve ailesinde lupus hastası olan kişilerde lupus gelişme ihtimali, toplumun geri kalanına göre hayli yüksektir.

Sistemik lupus eritematozus, SLE veya lupus hastalığı; vücudun kendi hücreleri tarafından üretilen çeşitli maddelere karşı bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermesi sonucu, çeşitli doku ve organlarda yaygın iltihaplanmanın görüldüğü romatolojik bir hastalıktır. Lupus hastalığı, hastanın kişisel özellikleri ve farklı çevresel faktörlerin etkisiyle zaman zaman şiddetlenen veya azalan semptomlara sahip olan, kronik bir hastalıktır.

Lupus hastalığının sebep olduğu iltihabi reaksiyonlar vücudun hemen her dokusunda görülebildiğinden, klinik tabloda çoklu organ tutulumu izlenebilir. Bu anlamda; cilt, kan hücreleri, solunum sistemi, kalp-damar sistemi veya boşaltım sistemi gibi pek çok organ ve dokuda lupusa bağlı iltihaplanmalar görülebilir.

Lupus hastalığının asıl nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, çalışmalar ışığında belirli genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın ortaya çıkışında rol oynadığı düşünülmektedir. Bağışıklık sisteminin vücut hücrelerine reaksiyon göstermesine yatkınlık oluşturan belirli gen dizilimlerine sahip kişilerde lupusa daha sık rastlanmaktadır.

Güneşin zararlı ışınları arasında sayılan ultraviyole ışınları, bazı ilaçlar, virüs enfeksiyonları, fiziksel veya duygusal stres durumu ve travmalar lupus hastalığının gelişimini tetikleyebilir. Özellikle kadınlarda daha sık görülmesi, adet ve gebelik dönemlerinde semptomların şiddetlenmesi nedeniyle hastalığın östrojen hormonuyla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Mevcut klinik yaklaşımda lupus hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte tedavide asıl hedeflenen, lupus hastalığının kontrol altına alınması, semptomların alevlenmesinin önüne geçilmesi ve komplikasyon gelişiminin önlenmesidir. Bu anlamda tedavi hayat boyu devam etmelidir ve hastanın tedaviye uyumu tedavi başarısını doğrudan etkileyebilir.

Lupus hastalığı kronik seyirli ve dalgalanma gösterebilen bir sağlık sorunu olduğundan, tedavi yaklaşımı da dinamik bir seyir takip eder. Bu bakımdan, hekim kararıyla tedavi yöntemi veya sıklığı değişebilir, yeni ilaçların eklenmesi gerekebilir. Ayrıca hastalık süresince komplikasyonların gelişip gelişmediğinin takip edilebilmesi için aralıklı muayene ve incelemeler yapılması gündeme gelebilir.

Lupus tanısı çeşitli klinik ve laboratuvar bulguları doğrultusunda konulabilir. Semptomlar söz konusu olduğunda, aşağıda bulunan 11 kriterden dördünün hastada varlığı durumunda lupus hastalığından şüphelenilebilir:

• Yüzde kelebek şeklinde kızarıklık ve döküntü,

• Cildin güneş ışığına karşı hassas olması ve reaksiyon göstermesi,

• Ciltte veya saçlı deride disk şeklinde pullu, kabarık döküntü,

• Ağızda veya burunda sık çıkan ve tekrarlayan ülserler,

• Eklemlerde iltihaplanma (artrit),

• Akciğer veya kalp zarlarında iltihaplanma,

• Böbrek ile ilgili sorunlar,

• Sinir sisteminin tutulumuna bağlı nörolojik veya psikolojik bulgular,

• Kan hücrelerinin tutulumuna bağlı kansızlık, beyaz hücre düşüklüğü veya kan pulcuğu yetersizliği,

• İmmünolojik bozukluklar,

• Kanda anti-nükleer antikor (ANA) varlığı.

İlaç tedavisi: Lupus hastalığında kullanılan ilaçlar, hastalığın şiddeti ile doğrudan ilişkilidir. Bu ilaçlarda elde edilmek istenen temel hedef, hastalık semptomlarının giderilmesi, bağışıklık sisteminin baskılanarak alevlenmelerin önlenmesi ve komplikasyon gelişiminin önüne geçilmesidir. Bu doğrultuda hastalarda non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (ibuprofen, naproksen gibi), steroidler (prednison gibi), anti-malarya ilaçları (hidroksiklorokin gibi), bağışıklık baskılayıcılar (metotreksat gibi) ve biyolojik ajanlar (anti-TNF blokörleri gibi) reçete edilebilir.

Gündem Sağlık Yaşam Haberler