Galatasaray’ın sağ beki Sacha Boey’dan flaş açıklamalar! Transfer, Fatih Terim, Torrent, Icardi, Fenerbahçe ile şampiyonluk yarışı…

Galatasaray’a 2021/22 sezonunun başında transfer olan Sacha Boey, ilk sezonunun sonunda Domenec Torrent tarafından gözden çıkarılmıştı. Geride kalan sezonun başında Avusturya kampına götürülmeyen ve devamında U19 Takımı ile çalışması istenen Fransız sağ bek, Dubois ve Omar’ın sakatlanmasının ardından takıma girip harika bir performans yakalayıp formayı sezon sonuna kadar bırakmamıştı.

22 yaşındaki Boey, şampiyonlukla biten sezonda Süper Lig’in en iyi sağ bek performansına imza atmıştı. Galatasaray’daki çıkışıyla Fransa U21 Takımı’na çağırılan Boey, Avrupa Şampiyonası öncesi ayak bileğinden yaşadığı sakatlık sebebiyle kadrodan çıkarıldı.

Sacha Boey, Fransa’nın ünlü spor dergisi So Foot’a bir röportaj verdi. İşte soru-cevap şeklinde gerçekleşen Sacha Boey röportajı:

Avrupa Şampiyonası’na hazırlanan U21 kadrosundan çıkarıldın. Nasıl hissediyorsun?

Büyük hayal kırıklığı… Çok iyi bir sezonun ardından milli takıma gelmiştim. Bu yaş kategorisinde oynayabileceğim son turnuvaydı ve benim için büyük tecrübe olacaktı ama olmadı. Bazen vücudunuzu dinlemelisiniz. Benimki ‘Dur’ dedi. Ligde oynadığım son iki maçta bileğimde hafif bir ağrı vardı. Buraya geldiğimde bandaj sardık ama ilk antrenmanda durum kötüye gitti. Doktorlar dinlenmem ve iyice tedavi olmam gerektiğini söyledi. Devam etseydim kariyerimin devamını etkileyecek bir durum olabilirdi.

 “SEZON BAŞINDA KADRO DIŞI KALMA SEBEBİM…”

Senin için sezon nasıl geçti?

Benim için inanılmaz bir sezondu. Sezon başında Galatasaray Avusturya’da kamp yaparken ben U19 Takımı’na gönderildim. Bunun sebebi yeni teknik direktör Okan Buruk, takımdan İstanbul’a 1 hafta erken dönmemizi istedi ama ben tekerlekli sandalyedeki büyükannemle tatil organize etmiştim ve onu bırakıp dönemezdim. Sonuç olarak herkesten bir hafta geç İstanbul’a gittim, aslında en başta planlanan tarihte gittim ama karar verilmişti.

Daha sonra ikinci yurt dışı kampında da ismimi göremedim. Menajerime bana takım bulmasını söyledim. Yöneticiler, Dubois transfer edildiği için benim durumumu pek önemsemiyordu. Rotasyonda Leo ve Omar’ın arkasında üçüncü sıraya düşmüştüm. Sezonun ilk haftasındaki Antalyaspor maçından önce ikisi de sakatlandı ve A takıma alındım. O maçta formayı aldım ve bir daha bırakmadım. Sıfır hazırlıkla maça çıkmıştım. Kendi kendime: ‘Ya her şeyini verir başarılı olursun ya da U19’a geri dönersin’ diyordum.

Kamerun sana milli takım teklifi yaptı ama kabul etmedin. Rigobert Song ile de görüştün. Neden kabul etmedin?

Ben aslen Kamerunluyum ama kendimi orayı temsil edecek kadar yakın hissetmedim. Ülkeyi, kültürünü bilmem gerek. Sadece futbolu bilmem yeterli değil. Vatanınız için sahada savaşmaktan bahsediyoruz. Fransa’da şans bulamadığı için Kamerun’u seçmek bana göre bir şey değil. O kültüre aşina olan çift pasaportlu futbolcular bu seçimi yapabilir ama ben öyle değilim. Rigobert Song ile iki saate yakı yemek yedik. Çok iyi bir insan, bana planlarını anlattı ama ona da aynı şeyleri söyledim. Düşüncelerime saygı duyduğunu söyledi ve baskı yapmadı.

“FRANSA’NIN SAĞ BEKİ OLABİLİRİM”

Fransa’nın sağ bek rotasyonu için tartışmalar var. San orayı doldurabilir misin?

Bana göre Fransa Milli Takımı’nda soru işreti barındıran tek pozisyon sağ bek. Oraya bir aday olabilirim. Her mevki sağlam ama benim bölgem öyle değil. O formanın net bir sahibi yok. Neden olmasın…

“FENERBAHÇE SÜREKLİ ARKAMIZDAYDI”

Kariyerinin ilk şampiyonluğunu biraz anlatır mısın?

İnanılmaz bir sezonda şampiyon olduk. Takım olarak ve bireysel olarak harika bir sezon geçirdik ama asla rahatlayamadık çünkü Fenerbahçe sürekli arkamızdaydı. 14 maç art arda kazandık ve hala nefesleri ensemizdeydi. Çılgıncaydı… Neyse ki derbilerde farkımızı ortaya koyduk.

İstanbul’da taraftarlar inanılmaz. Günlük yaşamında neler yaşıyorsun?

Hayatımda ilk kez bu kadar sevgi gördüm. Buna karşılık vermek için her şeyinizi vermek zorunda hissediyorsunuz. Galatasaray çok büyük bir kulüp, şanslı hissediyorum. Stadyumumuzda oynadıktan sonra, dünyadaki herhangi bir stadyumda maça çıkmaya hazır oluyorsunuz.

Bu sezon Leo Dubois’yı kulübeye oturttun. İlişkiniz nasıl?

Başlarda biraz karmaşıktı. Onunla konuşurken rahat değildim. Aynı şekilde olsa o da rahat olmazdı. Futbolda durumlar böyledir. Daha sonra takımda çok fazla Fransız olmadığı için kaynaşmaya başladık. Şu anda iyi ve saygılı bir arkadaşlığımız var.

“TORRENT BİZDEN GUARDIOLA’NIN CITY’Sİ GİBİ OYNAMAMIZI İSTEDİ”

Önceki yıl Türkiye’deki ilk sezonunda takım olarak iyi değildiniz. Nası bir sezondu?

Ligi 13. bitirdik. Galatasaray için bu kabul edilemez. Ayrıca Domenec Torrent ile işler yolunda gitmedi. Bizden Guardiola’nın Manchester City’si gibi oynamamızı istiyordu ama kadro buna uygun değildi. Mahrez ya da Bernardo Silva yoktu takımda.

Beni transfer eden Fatih Terim’in yerine gelmişti Torrent. Terim’in gidişi beni üzmüştü. Bana verdiği güvenin karşılığını verememişim gibi hissettim.

“MERTENS BÜYÜK PROFESYONEL”

Galatasaray’ın sezon başındaki büyük transferleri mi ayrılma kararını değiştirdi?

Kulüpte güzel bir iz bırakmadan ayrılamazdım. Yarım kalmış bir tat olurdu. Büyük transferler için şunları söyleyebilirim. Başlarda ruh hallerini mesak ettim. Icardi imzayı ttığında korkmuştum mesela. (gülüyor) “Inter ve PSG’de oynayan Mauro’yu mu aldık biz şimdi?” diyordum kendi kendime. Sorun şu ki pek çok futbolcu Türkiye’ye daha sakin bir kariyer için imza atıyor ama durum öyle değil. Seviyenin yüksek olduğu bir lig var ve hazır olmalısınız. Kısa zamanda büyük isimlerle aynı sahada olmaya alıştım. Herkes başından itibaren oyunu iyi oynadı. Özellikle Dries Mertens… Tam bir profesyonellik örneği.

“ICARDI BİR FENOMEN! BENCE KALMALI…”

Icardi harika bir sezon geçirdi. Onunla oynamak nasıl bir şey?

Tam anlamıyla bir yıldız. Taraftarlar onun için saçlarını boyuyor. Her golünde 55 bin kişi tarafından statta söylenen bir şarkısı var. Mauro çok güçlü. Hızlı değil ama bitiriciliği inanılmaz. Topa çok iyi vuruyor. Bence Galatasaray’da kalması gerekiyor ama PSG’de bile oynayacak bir kozu olabilir. Kariyerine odaklandığında tam bir fenomen.

“ARSENAL’İN İLGİSİ SEVİNDİRİCİ! HEDEFİM PREMIER LIG…”

İsmin Arsenal gibi büyük kulüplerle geçiyor. Senin için gitme zamanı mı?

Galatasaray’ın futbolcusuyum ama daha büyük hedeflerim olduğunu saklamadım. Beni anlayacaklarını ve bana saygı duyacaklarını düşünüyorum çünkü onları hiç kandırmadım. Tek bir kariyerimiz var ve onun peşinden gitmeliyiz. ARSENAL’ın ilgisi çok sevindirici, hedefim Premier Lig. Neler olacağını göreceğiz.