‘Eastmed Boru Hattı’ için dikkat çeken sözler: ‘Türkiye’siz olmaz’

İtalyan parlamentosunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan İtalyan enerji devi Eni’nin CEO’su Claudio Descalci, Doğu Akdeniz’in zengin yataklarından çıkarılan doğalgazı Avrupa’ya taşıyacak ‘Doğu Akdeniz Boru Hattı’ veya bilinen ismiyle ‘Eastmed Boru Hattı’ hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

PROJE TÜRKİYE’SİZ HAYATA GEÇİRİLEMEZ

İtalyan Nova haber ajansında yer alan bilgilere göre, ‘Eastmed Boru Hattı’nın çok zor bir proje olduğunu vurgulayan Descalci, projenin “Türkiye’siz hayata geçirilemeyeceğini” belirtti.

Son on yılda, Doğu Akdeniz bölgesinin yeni gaz keşifleri ile zenginleştiğini vurgulayan Descalci, Türkiye ile Libya arasında 2019 yılında imzalanan ‘deniz yetki anlaşmasına dikkat çekerek şunları söyledi;

“TÜRKİYE İLE ANLAŞMA YAPILMALI”

“Eastmed, çok zorlu bir boru hattı. Böyle bir projede Türkiye’yi dışarıda tutmak düşünülemez. Bir anlaşma yapılması gerektiğine katılıyorum, Türkiye’nin katılımı olmadan İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın anlaşmaya varabileceklerini hayal edemeyiz”

İtalya’nın diğer ülkeler adına karar veremeyeceğinin altını çizen Descalci, bölgenin potansiyellerle dolu olduğunu vurguladı ve ülkelerin vereceği karara saygı duyacağını belirtti.

Descalzi’nin sözleri Yunan medyasında büyük yankı uyandırdı

EASTMED BORU HATTI PROJESİ NEDİR?

Eastmed Boru Hattı projesi 2 Ocak 2020’de Yunanistan’ın başkenti Atina’da İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) liderleri arasında imzalanan sözleşme ile başladı.

Doğu Akdeniz’de keşfedilen gazı Kıbrıs ve Girit üstünden Yunanistan topraklarına ulaştırması beklenen boru hattı ile doğalgazın Yunanistan üzerinden İtalya’ya oradan da bütün Avrupa’ya aktarılması planlanıyordu.

Ancak EastMed projesi ile Türkiye’yi dışarıda bırakarak Doğu Akdeniz’de bir boru hattı kurulmasını planlayan Yunanistan’ın hayalleri Türkiye ve Libya arasında Kasım 2019’da imzalanan deniz yetki alanı anlaşması nedeni ile suya düştü.

Türkiye’nin başından beri karşı çıktığı projeye ABD yönetimi ilk başta destek verse de sonrasında ‘U dönüşü’ yaparak geri adım atan ilk ülke oldu. ABD medyası Washington’ın, projenin ekonomik uygulanabilirliği ve çevresel faktörler nedeniyle geri çekildiğini öne sürdü.