Doğuda halk eskiye dönmek istemiyor! İstikrar için teröre karşı tek ses: “Artık yeter”

• HABER 7 – ÖZEL

Terör örgütü PKK’nın 40 yıldır musallat olduğu Doğu ve Güneydoğu’daki kadim kentler, Mehmetçik’in başarılı ve kararlı operasyonları sonucunda son devirde rahat bir nefes aldı. Yerli teçhizat, ulusal mühimmat, anlık istihbarat ve istikrarlı siyasi iradenin güçlü tavrı ile sürdürülen askeri operasyonlar sonucunda teröristler büyük ölçüde sökülüp atılırken, bahar iklimini yaşayan bölge halkı gözünü 2023 seçimlerine dikmiş durumda.

14 Mayıs 2023’te gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin, bölgenin geleceği açısından çok kritik bir ehemmiyete sahip olduğu bedellendiriliyor. Terör örgütünün siyasi uzantısıyla birliktelik kuran muhalefet blokunun muhtemel iktidarı durumunda bölgede vahim değişimlerin olabileceği tasasının yanı sıra, çoğunluğun beklentisi; istikrar, inanç ve huzurun devam etmesi yönünde…

On yıllardır kurşun seslerinin hakim olduğu, terör örgütünün kahpe pusularının kurgulandığı, Mehmetçik’in kanını, anaların gözyaşını akıtmaya dönük taarruzların merkezi olan dağlarda artık özgürce tabiat yürüyüşleri yapılıyor.

Kültürümüze uygun şenlikler, bisiklet tipleri, ırmaklarda yüzme ve rafting, salonlarda konser ve müzik şovları, alanlarda çeşitli etkinliklerle tarihi coğrafyada toplumsal, kültürel ve sportif faaliyetlerle bölge halkı hürriyet baharını yaşıyor. Hem kış hem yaz turizmiyle sivil çapta hareketlenen Güneydoğu ve Doğu kentlerinde yatırımların da hızlanmasıyla muazzam derecede kalkınma atakları gerçekleşiyor.

Tunceli rafting merkezi olurken, Ovacık’taki kayak konutunda her kış kar keyfi yaşanıyor. Terörün sıfırlandığı Ağrı artık eğlenceli etkinliklerle gündeme geliyor. Artık acılarla anılmayan Hakkari’de sporun her çeşidi muvaffakiyetle icra ediliyor. Sporda, sanatta, sıhhatte, eğitimde gelişip dönüşen kentlerden Şanlıurfa’da, dünyanın sıfır noktası olarak isimlendirilen Göbeklitepe üzere tarihi keşifler yapılıyor, bölgedeki tarihi noktalar rahatlıkla gezilip görülebiliyor.

Mardin artık kiraz şenlikleriyle medyada yer alıyor. Kültür, sanat ve spor etkinliklerinin bahar ve yaz döneminde arka arda sürdüğü Siirt’te büyük çocuk korosu oluşturularak sokaklar şenleniyor. Van’da terör değil, açılışı yapılan Abalı Kayak Merkezi’nde düzenlenen kayak şenlikleri halkın gündemini belirliyor.

Şırnak’ın 2 bin 114 rakımlı Cudi Dağı’nda tarihte birinci defa şenlik düzenleniyor, Şırnaklılar doyasıya eğleniyor, halaylar çekiyor, dualar ediyor, beyaz güvercinler uçuruyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının ataklarıyla bölgede huzur ikliminin tesis edildiğini söyleyen Doğu ve Güneydoğu’nun önde gelen isimleri, HABER7’ye yaptıkları değerlendirmede 14 Mayıs’taki cumhuriyet tarihinin en kritik seçimleri için “istikrar” vurgusu yapıyor.

AK PARTİ’NİN YAPTIĞI ISLAHATI HİÇBİR HÜKÜMET YAPAMADI

Refah Partisi ve Fazilet Partisi ile TBMM 20. ve 21. Devir Diyarbakır Milletvekilliği yapan Ömer Vehbi Hatipoğlu, bölgedeki yeniliklerin AK Parti’nin uygulamış olduğu demokratikleşme çalışmalarının meyvesi olduğunu savundu:

“PKK terör örgütü ve onun uzantılarının Kürt halkını temsil ettiğini argüman etmek müthiş bir yanılgıdır. PKK ve onun uzantıları, birer taşeron örgütlerdir ve global terörizmin taşlarından biridir. Münasebetiyle Güneydoğu’da ve bölgede yapılan hizmetler, tesis edilen altyapılar ve insanların hayatını kolaylaştırıcı kalkınma atakları ile toplumsal etkinlikler, PKK terör örgütünün bölgedeki emellerini sonlandırmaz. Bu ayrımı düzgün yapmak gerekiyor. Siz Türkiye’nin güneydoğusunu dünyanın en kalkınmış bölgesi haline getirseniz dahi PKK bundan memnuniyet duymaz ve bunu engellemek için elinden geleni yapar.

İkincisi, Türkiye’de etnik manada bir Kürt sorunu yoktur. Ayrıyeten Cumhuriyet tarihinde AK Parti iktidarında yapılan ıslahatların hiçbiri öbür hükümetler tarafından yapılmamıştır. Bu ıslahatlar AK Parti’nin bölgede uyguladığı demokratikleşme çalışmasının meyveleridir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir partinin, ülkemizi bölmeye çalışan siyasal görünümlü örgütle temasa geçmesi, onlarla masaya oturmaları bir oldukça düşündürücüdür. Seçmenin bu olanları hesaba katacağını düşünüyorum.”

AŞİRET BAŞKANI ŞİMŞEK: “ONLAR DIŞ GÜÇLERİN MAŞASIDIRLAR”

Kadim Aşiretler Federasyonu Lideri ve Alikan Aşireti Başkanı Sait Şimşek, bölge halkının eskiye dönmek istemediğini şu sözlerle özetledi:

“Kesinlikle… Doğu ve Güneydoğu’daki halklar olarak bundan 15-20 yıl öncesine dönmek istemiyoruz. Bunu hiçbir insan istemez… Bunu yalnızca terör örgütleri isteyebilir. Bu bir gerçek… Terör örgütü PKK bir Kürt hareketi değildir. Kürtler ismine bu türlü bir uğraş verilmez. Onlar dış güçlerin maşasıdırlar.”

HALKTAN YANIT ALAMADILAR

Bitlis Eren Üniversitesi akademisyenlerinden sosyolog Prof. Dr. Adem Palabıyık, bölge halkının devlete duymuş olduğu inancın AK Parti iktidarıyla yıkılamaz hale geldiğini ve yaşanan değişimi şöyle aktardı:

“AK Parti ile birlikte başladı bu süreç. Bunun altını çizelim… Zira AK Parti’nin ortaya koyduğu duruş olmasaydı bu bahsettiğimiz süreçlerin hiçbiri gerçekleşemezdi. Lakin bunun ikinci adımı da bölgenin kalkınmasıydı. Bu imajın oluşmasının en değerli girdilerinden biri de tahlil süreci oldu. Zira halk, tahlil süreci evresinde AK Parti’nin nitekim samimi olduğunu ve bölgeye dair ellerinden geleni yaptıklarını gördü. Ancak onlar için güya özgürlük yahut adalet isteyen tarafların kelamlarında sabit durmadığı ve samimi olmadıkları görüldü. İşte bundan sonra devlete olan inanç daha da güçlü bir halde hissedilmeye başlandı.

O toplumsal etkinlikler, yenilikler, ıslahatlar ve daha kacı bu türlü bir iklimden sonra meydana geldi. Yani bunun öncesinde bu türlü bir art planı vardı. Bugün Tunceli’de raftingin yapılması, Bitlis’te Türkiye’nin en yüksek şelalesinin tanıtımı, taş köyün kültürel miras olarak kabul edilmesi ve tanıtımı, Şanlıurfa’da Göbeklitepe’de yapılan keşif ve toprak konutlar, Diyarbakır’da burçların inşası, yabancı turistlerin bölgeye olan akını, geleneklerin yine canlandırılması, Van’da eski meskenlerin inşası kayıtlara geçen hoş örneklerdi…

Yine en değerlilerinden biri de Kürtçe Kur’an-ı Kerim teşebbüsüydü. Bu vesilede halk bir ortaya gelerek okumalara başladı… Bütün bunlar, toplumsal faaliyetlerin gelişmesi, refahın artışı ile paraleldi. Bütün bunları bir ortaya topladığımızda halkın geriye dönmek istemediğini gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Hatta bir keresinde terör örgütü geriye dönmeye yeltenmişti, hendek olaylarında… Ancak halktan karşılık alınamadığı için gerçekleştiremeyeceklerini anladılar…”

TERÖRÜN DAVETİNE KULAK ASILMADI

Diyarbakırlı gazeteci ve muharrir Ahmet Ay, PKK terör örgütünün kanlı hareketlerinden sonra bölgenin huzurla tanıştığını, “1984’ten itibaren PKK terör örgütünün baş gösterdiği bu bölge, daima terörle, kanla, gözyaşıyla anıldı. Sosyolojik yapı bozuldu… Beşerler ticaretinden, köyünden, yurtlarından, akrabasından oldu… AK Parti iktidarıyla bölgede ticaret tekrar yapıldı, beşerler gece 1’lere, 2’lere kadar dışarıda oturabildi, dışarıya göç verme oranı durdu… Bölge uzun bir ortadan sonra huzurla tanıştı. Bu huzur 2015’te PKK terör örgütü eliyle sabote edilince, tekrar silahlı taarruzlar başlayınca, bölge insanı binbir zahmetle kazanılmış huzurunu kaybetmemek için direndi. O denli ki PKK’nın talimatlarına kulak asmadılar… ‘Kepenkleri indirin’ demiş olsalar da esnaf indirmedi. Huzur iklimini koruyabilmek için direndiler bir nevi.” kelamlarıyla anlattı.

HDP’LİLERİN ERDOĞAN İTİRAFI

Yazar Ay, terörün manipüle etmeye çalıştığı genç kuşağın ‘Artık yeter’ dediğini ve HDP’lilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki itirafını, “Bakın bu bölgede konuştuğumuz HDP’liler var. ‘Bu bölgenin huzurla tanışması Recep Tayyip Erdoğan sayesinde oldu. Bu bölgeyi bu hale getiren de CHP’dir… Kürtler hangi hakla gidip CHP’nin adayı olan Kılıçdaroğlu’na oy verir? Hangi haysiyet buna müsaade verir?’ diyorlar. Münasebetiyle huzurla tanışan bölgenin son iki kuşağı, bilhassa manipüle edilmeye çalışılan son iki jenerasyon, huzur dışında bir şey istemiyor. ‘Artık yeter’ diyorlar… Sahiden de ‘Artık yeter’ diyoruz.” ifadeleriyle vurguladı.