Deva Partisi’nden Afad’ın Düzce Depremi Raporu’na Eleştiri: “Millet Sırf Yardım Almak İçin Çadırlarda Kalmak İstemiş, İnsan Bunu Yazmaya Utanır”

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Mahallî İdareler ve Şehircilik Siyasetleri Lideri Cem Avşar, Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı’nın (AFAD) Düzce sarsıntısına ait hazırladığı Tesir Tahlili Raporu’nu eleştirdi. Avşar, “Raporu okurken isyan etmemek elde değil. Neymiş, millet sadece yardım almak için çadırlarda kalmak istemiş. Yuh, yuh, yuh. İnsan bunu yazmaya utanır” dedi.

DEVA Partisi Mahallî İdareler ve Şehircilik Siyasetleri Lideri Cem Avşar, AFAD’ın 23 Kasım 2022’de meydana gelen Düzce sarsıntısına ait hazırladığı Tesir Tahlili Raporu’yla ilgili açıklama yaptı. Devletin sarsıntıya hazır olmadığını savunan Avşar, rapordaki eksikliklere dikkat çekerek şunları belirtti:

“İKTİDARIN LAF SALATASI İSTANBUL SARSINTISINA HAZIRLANMAYA KEŞKE YETSEYDİ: İstanbul zelzelesi tatbikatı ile ‘İstanbul sarsıntısına dahi hazırız’ diyorlardı. Afetlere hazırlanmak, yandaş medya kameralarının önüne geçip gösteri yapmak değildir. Keşke bu kadar kolay olsaydı. İktidarın boş laf salatası İstanbul sarsıntısına hazırlanmamıza keşke yetseydi.

HAYAL GÖRMEYELİM, DEVLET ZELZELEYE HAZIR DEĞİL: AFAD’ın Düzce Zelzelesi Raporu’nda gördük işte. Mumları yatsıya bile kalmadı. Kendi mumlarını kendileri üfleyip söndürdüler. AFAD daha rastgele bir can kaybının, rastgele bir enkazın yaşanmadığı bir sarsıntı sonrasını yönetim edemiyor. Hayal görmeyelim. Devlet, sarsıntıya hazır değil. Rezalet diz uzunluğu.

YEMEK DAĞITMAYI BİLE BECEREMEMİŞLER: Düzce Zelzelesi Raporu’na bakıyoruz, dehşet verici. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) uygulanmamış. Kurumlar ortası iş birliği ve uyum sağlanamamış. Afet idare merkezinin yeri yanlış seçilmiş. Yemek dağıtmayı bile becerememişler. Çadır dağıtımı yapılamamış. Kimi çalışanlar plansızlık nedeniyle lakin iki gün sonra bölgeye ulaşabilmiş. Afet müdahale kümeleri hazırlıksız yakalanmış. Kâfi bilgi sahibi olmayan öğretmen ve imamlardan ziyan tespit grupları oluşturmuşlar ve onlar da yanlış tespitlerde bulunmuşlar.

YAZIKLAR OLSUN: Raporu okurken isyan etmemek elde değil. En çok da vatandaşlarımızı aşağılayan, haddini bilmez tabirler ağrıma gitti. Neymiş, millet yalnızca yardım almak için çadırlarda kalmak istemiş. Yuh, yuh, yuh. Aklınıza mukayyet olamadığınızı biliyorduk da insan bunu yazmaya utanır. Daha yemek dağıtmayı bilmiyorlar, bir de vatandaşı fırsatçılıkla suçluyorlar. Kim sıcak yuvası yerine üç kuruşluk yardım için bir bez çadırın altına girmek istesin? Bin kez, on bin kez yazıklar olsun.

AFETLERİN YERİNDEN İDARESİ ANLAYIŞINI TEMEL ALACAĞIZ: Devletin işi afet olunca acıyı paylaşmak değildir. Afetten evvel önlem almaktır. Vatandaşını korumak ve acıyı önlemektir. Önleyici afet siyasetleri geliştirilmedikçe bu tablo değişmeyecektir. Onun için her fırsatta önleyici siyasetleri vurguluyoruz. Ne demek bu? Afetlerin yerinden idaresi anlayışını temel alacağız. Bu türlü bir afet risk idare anlayışını hakim kılacağız. Bütçede zelzele başta olmak üzere afet risk azaltmaya öncelik vereceğiz. Afet risklerinin azaltılması için kâfi kaynak ayıracağız.

BÖYLE OLMAZ, AFAD’I TEKRAR TANIMLAYACAĞIZ: Böyle olmaz. AFAD’ın rolünü tekrar tanımlayacağız. Afet uğraşındaki öbür paydaşları güçlendireceğiz. Atama ve görevlendirmelerde liyakate bakacağız. İşin ucunda can var, can. Afetlerde uzman olmayan bireylerin misyon almalarının önüne geçeceğiz. Müdahale sistemini tekrar düzenleyeceğiz.”

İSTANBUL’A İHANET; BEŞERE, TARİHE, MEDENİYETE İHANETTİR: Yapacağımız çok iş var. Afet Aksiyon Planımızda açıkladık. İstanbul konusuna özel olarak değindik. İstanbul bizim göz bebeğimiz. İstanbul, bir kentten daha fazlasıdır. İstanbul’a ihanet; beşere, tarihe, medeniyete ihanettir. İstanbul başta olmak üzere kentlerimizi zelzelelere karşı daha inançlı, yaşanabilir ve sürdürülebilir hale getirmek bizim boynumuzun borcu. Sarsıntı gerçeğine ters kentleşmeye müsaade vermeyeceğimizi şimdiden söylüyoruz.”