Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında soruları yanıtladı: (3)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerine ait, “Lehte bir havayı anketlerde görüyoruz. Gerek cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak hoş bir tablo şu anda önümüzde.” dedi.

Erdoğan, Çankaya Köşkü’nden TRT Türk, ATV Avrupa, Euro D, Euro Star, Kanal 7 Avrupa “Cumhurbaşkanı Özel Yayını”na katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

“Seçimle ilgili anketler sizin önünüze geliyordur. Şu andaki durum nedir? Karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?” sorusuna Erdoğan, “Şu anda meydanların lisanıyla konuşursak farklı bir tablo var, bir öbür taraftan aldığımız anketlere baktığımızda farklı bir tablo var. Yani meydanların lisanı derseniz, bir gerçek var ki 14 Mayıs önümüzde, gümbür gümbür milletçe zafere hakikat gidiyoruz.” karşılığını verdi.

“Sefer bizden, zafer Allah’tan” diyen Erdoğan, şunları söz etti:

“Bu periyot anketleri çok karmaşık bir tabloda yapıyoruz. Nedir o? Sarsıntı felaketi aslında anket tekniğini ortadan kaldırdı. Lakin buna karşın anketörler tekrar bir şeyler yapıyorlar. Bunlara da baktığımız vakit tekrar hamdolsun, kamuoyu ölçmek için değil, kamuoyu oluşturmak için şu anda yapılıyor. Ama lehte bir havayı anketlerde de görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak hoş bir tablo şu anda önümüzde. Başkalarında bu türlü bir saha yok. Zira bütün arkadaşlarımdan aldığım tablolarda, ‘Biz, onları meydanlarda, alanda görmüyoruz, alanda biz varız’ diyor. Düzgün de çalışıyor arkadaşlarımız. Bu seçimde biz bir de farklı bir atak yaptık. Kabine üyesi arkadaşlarımızın hepsini alana sürdük. Onlar da şu anda bu seçimlerin adayları oldu. Onların da şu anda aday olarak alanda olması vatandaşa başka bir inanç veriyor. Yani tanımadığı, bilmediği insanları değil, 17-18 tane bakan şu anda toprakta. ve bunların hepsi kalkıp da affedersiniz bay bay Kemal üzere palavra atmıyorlar. Onlar referanslarıyla konuşuyorlar.

Bay bay Kemal ne diyor Giresun’la ilgili? ‘Fındık fiyatlarını 4 dolar artıracakmış.’ Dürüst ol, yani yapmayacağın şeyi söyleme. Hayatın esasen daima palavra. Artık de kalkıyor ‘Giresun’da fındığa 4 dolar artırım verecekmiş.’ Bakıyorsun bugün tekrar ne palavralar, İzmir’de esiyor, gürlüyor. Bugüne kadar bu çeşit palavralarını biliyoruz da artık İzmir’de diyor ki ‘Daha âlâ bir İzmir, daha düzgün bir Ankara, daha âlâ bir İstanbul.’ Yurt dışındaki kardeşlerime sesleniyorum, yalnızca bir soru sorun, ‘4 yıl İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i siz yönetmediniz mi? Pekala bu mühlet içinde daha düzgün bir İstanbul meydana getirebildiniz mi? Daha yeterli bir İzmir, Ankara meydana getirebildiniz mi?’ Ben, tüm Avrupa’daki kardeşlerime şunu söylüyorum, CHP demek, çöp, çukur, çamur demektir.”

İstanbul’u belediye lideri olarak devraldığında, kentte çöp, çukur, çamurun olduğunu, susuzluğun yaşandığını hatırlatan Erdoğan, “Ben, doğma büyüme Kasımpaşalı’yım. Haliç, Kasımpaşa’nın çabucak kıyısındaydı. ve Haliç’in kokusundan geçilmezdi. Haliç’te balık falan göremezsin, bu türlü durumdaydı. Vazifesi devraldık, evvel Haliç’i bu pislikten temizledik. İSKİ’nin başına Veysel Bey’i getirdim. Veysel Eroğlu Beyefendi ile bir adım attık.” dedi.

Alibeyköy’de bir taş ocağını depolama alanı yaptıklarını anlatan Erdoğan, buraya bütün Haliç’in tabanındaki çamuru petrol boru sınırları üzere sınırlarla naklettiklerini söyledi.

“Bunlar tribünde seyirci, icraatçı değil”

Erdoğan, böylelikle 550-560 dönüm alan kazandıklarını, burada şu anda çocuk parkının bulunduğunu belirterek, Haliç’in kıyısında ise Haliç Kongre Merkezi’nin temellerini attıklarını hatırlattı.

“Hani bunlar kültür, sanattan bahsediyor ya, işte kültür, sanatı biz yaptık, hem de Haliç’in kıyısında. O çağdaş tarihi yapıtı aslına döndürdük ve artık oradan kendileri de istifade ediyor.” diyen Erdoğan, şu anda Haliç’te balıkların, yüzenlerin olduğunu kaydetti.

Aynı şeyin şu anda İzmir’de olduğunu, Körfez’in kokudan geçilmediğini tabir eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Şimdi sorun Ankara’da ne yaptılar? Ankara’da havalimanını sağ olsun biz, Melih Bey’in periyodunda yaptık. ve havalimanına bu türlü kavuştuk. Yolu sağ olsun Ankara Büyükşehir yaptı ve böylelikle Ankara havalimanına kavuştu. İstanbul’da da durum birebirdi. İzmir’de havalimanı yoktu. Yani garip, acayip kolay bir havalimanı, ona havalimanı denmez zati havaalanı. Biz orada ne yaptık? Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptık, bunu yapan biziz. Yani ‘İyi bir İzmir’ diyorsan, bu yeterli İzmir’i biz yaptık. Onu da geçelim, çok daha kıymetlisi, İstanbul-İzmir ortası 7,5 saatti. İstanbul-İzmir ortasını 3 saat 15 dakikaya bay bay Kemal kim çevirdi sen mi? Biz yaptık. Manisa-İzmir ortasında Sabuncubeli Tüneli’ni kim yaptı? Biz yaptık. Bu türlü bir tünel yoktu. Bu bir gönül işi, aşk işi. Sende bu türlü bir aşk yok. ‘İyi bir İzmir’ diyorsan, âlâ İzmir’i biz yaptık. Sağ olsun burada Binali Bey’in de çok büyük emekleri oldu. Oranın milletvekili olması, Ulaştırma Bakanlığı periyodu vesaire hepsi dahil. İZBAN vesaire bütün onların üretiminde önemli manada emeği var. Bunları bu halde biz yaptık.

Sen, İzmir’in milletvekili olarak, belediyesi de sizde, ne yaptın? ‘Şunu da biz yaptık’ de. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır yapıtı. Bir eser de sen söyle. Yok. Ancak bunları biz yaptık. Benim yurt dışındaki vatandaşlarımın bunları bilmesi lazım. CHP zihniyetinin sonuçlarını biz en son nerede gördük biliyor musunuz? Az kalsın denizlerimiz, müsilaja teslim olacaktı. Neyse ki Etraf Şehircilik Bakanlığımız müdahale etti. Bir bilim surasıyla çalıştık ve müsilaj sıkıntısını biz çözdük. Bunların belediyeleri de bunu yalnızca izlediler. Bunlar tribünde seyirci, icraatçı değil.”

Erdoğan, “Almanya’da AFD partisi Meclis’e girdi. Bu partinin tek bir emeli var, Almanya’da yaşayan yabancıları, Türkleri göndermek. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz, neler yapıyorsunuz?” sorusuna, “Maalesef Almanya’daki bu ırkçı akım yalnızca Almanya’da değil. Irkçılık, İslam düşmanlığı ve ayrımcılık Batı’da artık bir kanser hücresi üzere süratle yayılıyor. Batı ülkeleri ise bu tehditle yüzleşme sürecini şimdi gösteremiyor.” cevabını verdi.

“40 kere düşünmek zorunda kalıyorlar”

Erdoğan, Almanya’da 8 vatandaşın hayatını kaybettiği NSU davasının kamuoyunun vicdanını rahatlatmadığını, NSU ile ilgili binlerce evrak ve kanıtın Alman makamlarınca imha edildiğini aktararak, “Azmettiriciler, işbirlikçiler ve devlet içindeki uzantıları ortaya çıkarılmadı. Bunun takipçisi olacağız. Bunları gerekirse, milletlerarası mahkemelerde üst seviyede davalar açmak suretiyle, maddi, manevi tazminattan tutun da her türlü davayı açıp, bunun sonucunu almamız lazım.” dedi.

Erdoğan, 2020’de Hannover hücumunda hayatını kaybeden 4 Türk’ün yakınlarının da akının tüm taraflarıyla aydınlatılmasını istediğini belirterek, şunları kaydetti:

“Yurt dışında Müslümanları ve mescitleri gaye alan nefret telaffuzları ve taarruzlar da çoğalıyor. Irkçı kümeler tarafından mescitlere yönelik kundaklama, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yırtma üzere alçak hareketler arttı. Bunları takip ediyoruz. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini garanti edecek her türlü adımı atıyoruz. Nefret Hatalarıyla Çaba Platformu oluşturduk. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu istikamette çalışmaları var. Burada bir şeyi söylemem lazım, o da şu, geçenlerde şu anda masanın etrafına gelip giren HDP’den birilerinin bir temsilcisi bir konuşma yapıyor. Diyor ki ‘Biz, Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacağız. Yeni bir başkanlık kuracaklarmış.’ Bir kez AK Parti’nin iktidar olduğu, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede, katiyen bu türlü bir şeyi yapmaları mümkün değil. Biz, evvelallah gereken yanıtı kendilerine verir, bunların da canlarına okuruz. Bu ülke o denli her gelenin rahatlıkla geçtiği bir yer değil. Bu ülke, büsbütün yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke. Devletimiz vatandaşımızın her yerde ardındadır. Yurt dışındaki insanımızı tehdit edenler evvelden bir kere düşünürdü, artık 40 sefer düşünmek zorunda kalıyorlar. Nerede yaşarsa yaşasın, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu korumakta kararlıyız. Bundan kimsenin telaşı olmasın. Avrupa’daki kardeşlerimin de hiç tasası olmasın.”

(Sürecek)