Bozbaş: Hipertansiyon tedavi edildiğinde korkulacak bir hastalık değildir

Bozbaş: Hipertansiyon tedavi edildiğinde korkulacak bir hastalık değildir
Yayınlama: 17.07.2023
11
A+
A-

Bu haftaki konuğum, kalp damar rahatsızlıkları özellikle kolestrol ve tansiyon denilince Türkiye de ilk akla gelen hekimlerden birisi olan Prof. Dr Hüseyin Bozbaş hocadır. TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Bozbaş aynı zaman da TÜSİAV’ın onur üyesi ve Bilim Kurulu Başkanıdır. Sivas ve Sivaslı aşığı da olan “Kalplerin Efendisi” Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş söyleşisini tetkik ve takdirlerinize sunuyorum.

Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz?

BİYOGRAFİ

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, 15.11.1973 tarihinde Sivas’ın Kangal ilçesinin Akpınar köyünde doğdu. Sivas 4 Eylül Kongre Lisesi’nde ortaöğrenimini tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Fakülteye başlarken çocuk doktoru olmak istiyordu; fakat ilerleyen yıllarda kalp ve damar hastalıklarına büyük ilgi duymaya başladı. 1999 yılında mezun oldu ve aynı yıl Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda asistanlığa başladı. 2004 yılında ABD Cleveland Klinik Kardiyoloji Bölümü’nde Prof. Dr. Murat Tuzcu’nun yanında bulundu. 2009 yılında doçent, 2018 yılında profesör oldu. Türkçe üç tıp kitabında bölüm yazarlığı bulunan Bozbaş’ın, 60’tan fazla uluslararası hakemli, 20’den fazla da ulusal hakemli dergide makaleleri yayımlanmıştır. 2020 yılında yayımlanan, İngilizceye ve Azeri Türkçesine de çevrilmiş olan “Kolesterol Gerçeği” adlı kitabı halihazırda 14. baskısını yapmış durumdadır. Prof. Bozbaş Ankara’da TOBB ETÜ Tıp Fakültesi’nde Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Veli Sarıtoprak: Bu kitabı neden yazdınız?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Bu kitabı yazmamın birkaç nedeni var. Hipertansiyon çok sık görülen ve önemli bir sağlık sorunu. Erişkin insanların %35’inde hipertansiyon var ve yaşla birlikte sıklık giderek artmakta. Rakamlara dikkatinizi çekmek isterim: 50 yaşını geçen insanların %50’sinde, 60 yaşını geçen insanların %60’ında, 70 yaşında geçen insanların %70’inde ve 80 yaşını geçen hastaların %80’inde yüksek tansiyon var. Hipertansiyon bu denli sık görünmesine karşın insanların yarıya yakını kendisinde yüksek tansiyon olduğunun farkında değil. Bunun ötesinde hipertansiyon tanısı konan ve ilaç başlanan hastaların da yarısı tedavilerini almamakta. Tedavi edilmediğinde önemli sağlık sorunlarına neden olan hipertansiyona dikkat çekmek istedim. Hipertansiyon ilaçları ile ilgili halk arasında çok ciddi bilgi kirliliği var. Örneğin hipertansiyon için kullanılan ilaçların böbreğe dokunacağı düşüncesi çok yaygın. Oysa böbreğe dokunan tansiyon ilacı değil yüksek seyreden tansiyonun kendisi. Ayrıca hipertansiyon ilaçlarının bağımlılık yapacağı düşüncesi var. Özellikle genç hastalara tansiyon ilacı başlayacağımız zaman ciddi direnç ile karşılaşmaktayız. Oysa tansiyon ilaçlarının bu şekilde bir bağımlılık yapma gibi bir durumları kesinlikle yok. Bu konuların hepsini açıklık getirmek ve halkımızı hipertansiyon konusunda doğru bir şekilde bilgilendirmek için bu kitabı yazmaya karar verdim.

hiperds.jpg

Veli Sarıtoprak: Hipertansiyon nedir, nasıl tanımlanır?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Kalbimizin pompaladığı kan atardamarlarımızla organlarımıza ulaştırılırken belli bir basıncı sahiptir. Kalbimizin güçlü bir şekilde pompaladığı kan damar duvarına basınç uygular. Kan döngüsünün sağlanabilmesi için bir basınç farkına ihtiyaç vardır. Damar duvarına uygulanan bu basınç yüksek olduğunda hipertansiyon olarak isimlendirilir. Rakamla ifadesi büyük tansiyonumuzun 14 ve/veya küçük tansiyonumuzun 9’un üzerinde olmasıdır (>140/90mmHg). Buradaki “ve/veya” ifadesine dikkat çekmek isterim. Çünkü büyük veya küçük tansiyonunuzdan birinin yüksek olması tanı için yeterlidir.

Veli Sarıtoprak: Kitap soru cevap şeklinde. Kitapta yer alan ilginç sorulardan örnekler verebilir misiniz?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Memnuniyetle. Bu kitabı ben hastalarımdan aldığım sorulardan yola çıkarak hazırladım. 23 yıldır Kardiyoloji doktoru olarak çalışıyorum, yani büyük tecrübe var. Hipertansiyon benim ilgilendiğim alanlardan. Bu kapsamda gördüğüm hastalar ve hasta yakınları bana sorular sormaktaydı. Ben de soruları not ettim. Bunlar oldukça doğal, hastalarımın merak edip bana sorduğu sorulardı. Örneğin hipertansiyon hastası soda içebilir mi? Günde kaç tane soda içebilir? Tansiyon ilaçları bağımlılık yapar mı? Hipertansiyon cinselliği olumsuz etkiler mi? Erkeklerde iktidarsızlık yapar mı, kadınlarda cinsellik nasıl etkilenir? Hipertansiyon gelişimi engellenebilir mi? Hipertansiyon gelişimini öngören bir tanı yöntemi, test var mı? İlacım bittiğinde komşuna ilacından alabilir miyim? Kitabımda buna benzer sorular ve bunların ayrıntılı olarak cevapları var.

Veli Sarıtoprak: Bu kitap kimlere hitap ediyor?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Bu kitap öncelikle hipertansiyonu olan hastalara hitap ediyor. İkincisi sağlıklı yaşamak isteyen ve hipertansiyondan korunmak isteyenlere hitap ediyor. Üçüncüsü ailesinde hipertansiyon olup onların bakımını üstlenen, onların bakımıyla ilgilenenlere hitap ediyor.

Veli Sarıtoprak: Hipertansiyon ne tür bir hastalıktır? Zorlukları nelerdir? Tedavisi zor mudur?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Hipertansiyona iki farklı pencereden bakabiliriz. İlkinde, olumsuz pencereden bakacak olursak hipertansiyon kronik bir hastalıktır. Hayat boyu tedavi gerektirir. İkinci pencereden, olumlu tarafından bakacak olursak hipertansiyon tedavisi kolay hastalıklardan bir tanesidir. Kitap boyunca anlattığım gibi uygun tedavi kullanıldığında ve tansiyon kontrol altında tutulduğunda hipertansiyon kesinlikle korkulacak bir hastalık değildir. Kitabın sonunda hipertansiyon için tedavisini iyi uygulayan ve uygulamayan ikişer hastanın hikayesine olduğu gibi, hiç yorum yapmadan yer verdim. Bu hastaların yaşadıklarını okuduğumuz zaman tedavi edilmediğinde ciddi riskler içeren bu hastalık iyi tedavi edildiğinde uzun yıllar geçse de önemli zararlar vermemekte. O nedenle biz yüksek tansiyonumuzu zamanında saptar ve gereken tedaviyi kullanırsak hipertansiyonun korkulacak bir hastalık olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Veli Sarıtoprak: Bu kitap için iddialı görünüyorsunuz? Neden?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Bu kitabın üzerinde titizlikle çalıştım. Ve kitabı hazırlarken mümkün olduğunca tıbbi terimlerden uzak kalarak sade bir dil kullanmaya özen gösterdim. Bir konunun ayrıntılı bir şekilde kapsandığını ifade etmek için hani “A’dan Z’ye” tabirini kullanırız ya, ben de bunu hipertansiyon için şu şekilde ifade ettim. Hipertansiyonun ilk harfi olan H’den son harfi olan N’ye kadar her yönünü kapsamaya çalıştım. Kitaba büyük ve küçük kan dolaşımını tarif ederek başladım. Hipertansiyonun nasıl geliştiğinden bahsettim, hipertansiyonun önlenebilir olup olmadığı konusuna değindim. Tedavi seçeneklerine, ilaçlı ve ilaçsız tedaviden kanıtlar sunarak bahsettim. İlaç tedavisine cevap alamadığımız yani dirençli hipertansiyona yer verdim. Hipertansiyon için günümüz modern tıbbının ulaştığı düzeydeki ek tedavilerden bahsettim. Bu hastalarda, yani tedaviye dirençli hastalarda böbrek damarına ısı uygulanmasının yapılabilir olduğunu vurgulamak istedim.

Veli Sarıtoprak: Hipertansiyon olan bir hastada ne tür şikayetler görülür?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Hipertansiyon çok yüksek değerlere çıkmadıkça genellikle herhangi bir şikayete olmaz. Yıllar içinde yüksek seyreden kan basıncı yavaş yavaş damar yatağımıza hasar verir. Ne zaman ki atardamarlarda önemli hasarlanma meydana gelir o zaman ilgili organlara bağlı şikayetler görülür. Yani hasarlanan damar hangi organımızı besliyorsa ona bağlı şikayetler görülmeye başlar. Örneğin beyin damarımıza giden damarlar etkilendiyse beynimizle ilgili, kalbimizi besleyen damarlar daraldıysa kalbe bağlı şikayetler, gözümüzü besleyen damarlar etkilendiyse görmeyle ilgili şikayetler ve böbreğimizi besleyen damarlar etkilendiyse böbrekle ilgili şikayetler görülmeye başlar

Veli Sarıtoprak: Hipertansiyonla baş ağrısı arasındaki ilişki nedir? Hipertansiyon mu baş ağrısı neden olur, baş ağrısı mı tansiyonu yükseltir?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Tansiyonumuz yükseldiği zaman baş ağrısı olabilir. Tansiyon yüksekliğinde en sık görülen şikayetlerden birisi baş ağrısıdır. Ancak bunun tersi de olabilmektedir. Başka bir nedenle baş ağrısı yaşadığımız zaman tansiyonumuz yükselebilmektedir. Yani burada yumurta-tavuk ilişkisinden bahsetmek mümkündür. Baş ağrısı tansiyonu yükseltebilir tansiyon yüksekliği baş ağrısı yapabilir.

Veli Toprak: Hipertansiyon tedavisi için hangi yöntemlerden faydalanır?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Hipertansiyon tedavisi iki bileşenlidir. İlki ilaçsız tedaviye ikincisi ilaç tedavisini kapsar. Burada vurgulanması gereken konu ilaçsız tedavinin de ilaç kullanımı kadar önem arz ettiğidir. İlaçsız tedavi dediğimiz zaman sağlıklı beslenmeyi, tuzu azaltmayı, düzenli egzersiz yapmayı, fazla kiloluysak kilolarımızı vermeyi, sigara kullanmamayı kast etmekteyiz. Bunları harfiyen uygular ve doktorumuzun reçete ettiği ilaçları da düzenli kullanırsak hipertansiyon tedavimiz tamamlanmış olur.

Veli Sarıtoprak: Hipertansiyon tedavisi için kısa bir formül, hatırlatma yöntemi var mı?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Bu kitabı yazarken kısa bir formül geliştirdim ve kitabın sonunda sundum. “HİT” şeklinde kısalttım, üç harften oluşan bu formülde;

H: hareketi artır,

İ: ilaç kullan,

T: tuzu azalt

Özet olarak bu formülü uygularsak tansiyonumuzu rahatlıkla kontrol altında tutabiliriz.

Veli Sarıtoprak: Son sözlerinizi alabilir miyiz?

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş: Damarlarımızda dolaşan kanın normal basınçla döngüsünü tamamladığı sağlıklı yaşamlar diliyorum. Hipertansiyonun tedavi edildiğinde korkulacak bir hastalık olmadığını tekrar vurgulamak istiyorum. Çabamız kalplerin sağlıkla ve sevgiyle çıkması için” ifadelerine yer verdi.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.