AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş canlı yayında gündemi kıymetlendirdi Açıklaması

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında Türkiye Yüzyılı’nın kapısını bu millet sonuna kadar açmış olacaktır.” dedi.

Kurtulmuş, TRT Haber canlı yayınında gündeme ait soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Seçim Beyannamesi’nde yer alan dayanak ve projeler hakkında bilgi veren Kurtulmuş, geçmiş periyottaki vaatlerinin tamamına yakınını gerçekleştirdiklerini ve yapılanların referansıyla yapacaklarını ortaya koyduklarını söyledi.

Hem fikri hem siyasi hem de teşkilat çalışmaları manasında çok ağır bir çalışma periyodunu geride bıraktıklarını belirten Kurtulmuş, “Aday tespitleri sırasında da olağanüstü önemli bir titizlikle aday tespitleri yapıldı. Biz şunu biliyoruz; siyaset alanda yapılır. Klavye başında, masa başında ya da birtakım kapalı kapılar arkasında siyaset yapılmaz. Onun için biz yüz yüze temasları, siyasi fikriyatımızın da merkezine almış olan bir partiyiz. Bütün gücüyle, bütün teşkilat mensuplarımız, adaylarımız saha çalışmalarına devam edeceğiz.” tabirini kullandı.

Türkiye’de seçimlere iştirakin yüksek olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “İnşallah çok yüksek iştirakli bir seçim olur. Bunun için milletimizin sandığa gitmesini teşvik etmek durumundayız. Alandaki bu çalışmaları tamamladıktan sonra sandık günü de sandıklara sahip çıkacağız ve 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında Türkiye Yüzyılı’nın kapısını bu millet sonuna kadar açmış olacaktır. Cumhurbaşkanı’mızı tekrar cumhurbaşkanı seçerek, AK Parti’yi de açık orta Mecliste birinci parti yaparak, Cumhur İttifakı’nı da parlamentonun çoğunluğunu sağlamış bir vaziyette Meclise göndererek seçim noktalanacaktır.” değerlendirmesini yaptı.

Yeni anayasa çalışmaları ile siyasi partilere kapatma davası konusunun bu anayasada nasıl yer alacağına ait soru üzerine Kurtulmuş, şu karşılığı verdi:

“Türkiye şöyle bir baktığınız vakit kapatılan siyasi partiler mezarlığı üzere. Şimdiye kadar çok sayıda parti kapatıldı. İktidar partisi olan partiler kapatıldı. Örneğin Refah Partisi, iktidar partisi olmasına karşın kapatıldı. Ana muhalefet partisi olan partiler kapatıldı, Fazilet Partisi bir ana muhalefet partisi olarak kapatıldı. Onlarca parti çeşitli münasebetlerle kapatıldı. Artık bu partilerin kapatılmış olması, o partilerin temsil ettiği sosyolojinin yok olduğu manasına gelmiyor. Hasebiyle bu bir biçimde devam ediyor. Burada teklifimiz şu; yani birtakım partiler devletin birliği, bütünlüğü, beraberliği, ülkenin parçalanamaz bütünlüğü, bunlara karşı bir hareketlilik içerisindelerse, olağan ki Anayasa Mahkemesi’nin karar vermeye yolu açıktır.

Ama Anayasa Mahkemesi bir karar vermeden evvel yahut kararını verdikten sonra da bir parti hakkındaki kapatılma sorunu, motamot evvelden vardı artık kaldırıldı, idamın kararını mahkeme verir fakat infaz yetkisi Meclisteydi, yani Meclis onaylamadan infaz edilmezdi. Onun üzere Anayasa Mahkemesi bu kararı verdikten sonra şayet rastgele bir partinin kapatılma kararını veriyorsa Türkiye Büyük Millet Meclisi de siyasetin merkezi olarak bunu onaylamak, onaylayıp onaylamamakta sonuncu bir merci olsun. Anayasa çalışmaları içerisinde bunlar da düşünülebilir, Alışılmış bunlar siyasi fikirlerdir, nihayetinde tartışılacaktır. Bunlara karar verecek olan da Türkiye Büyük Millet Meclisidir.”

“Bir yasal değişikliğe ya da anayasa değişikliğe gereksinimimiz yok”

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki onarımın, değişimin nasıl olacağına ait soruya karşılık, “Beş yıl içerisinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ana çizgileriyle oturdu. Lakin bunun burada işleyen ve işlemeyen birtakım yerler olduğunu daima birlikte görüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı. Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki karşılaştığımız problemlerin neredeyse yüzde 90’ından fazlası uygulamadan kaynaklanıyor. Yani bir yasal değişikliğe ya da anayasal değişikliğe muhtaçlığımız yok. Burada birtakım uygulamaları uygunlaştırmak ve bu sistemi daha aktif hale getirebiliriz. Bunun en başında gördüğümüz konu yürütmeyle yasama ortasındaki münasebetlerin yine tanzim edilmesidir.” tabirini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oturduğunun görüldüğünü söyleyen Kurtulmuş, “Muhalefet birinci günden itibaren seçimi kazanırsa parlamenter sisteme geçeceğini söylüyordu. Artık dikkat ederseniz parlamenter sisteme geçişi esasen 2028 sonrasına bırakmışlardı, artık hiç konuşmuyorlar. Artık konuştukları şey, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde kaç tane cumhurbaşkanı yardımcısı yaparız?, Kime kaç tane bakanlık veririz?’ Yani bu sistemle ilgili zihinlerinde var olduğunu zannettiğimiz soru işaretlerinin de aslında olmadığı ortaya çıkıyor. Türkiye’nin deneyimi de şunu gösteriyor; demokrasi tarihimiz boyunca bu millet attığı hiçbir ileri adımı geri almamıştır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi de bu manada yeni bir sistemdir. Daha aktif bir sistemdir, eksikleri olur, bunları da beş yıldır test ettik. Bunları da hızla tamamlayarak yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.

“Türkiye istikamet tayinini gerçek yaptı”

AK Parti Seçim Beyannamesi’ndeki “Enflasyon tekrar tek haneye inecek.” başlığına ait bir soruya Kurtulmuş, şu cevabı verdi:

“Artık dünyada hiçbir ekonomi tek başına kendi kuralları içerisinde hareket eden bir sistem değildir. Global kurallarda çabucak hemen bütün ülkeler kapalı ekonomiler dışında, dünyadaki gelişmelerden birinci derecede etkileniyorlar. Türkiye’de etkileniyor. Pandemi sonrası süreçte Türkiye maalesef çok ağır global tesirlerin altında da kaldı. Mal fiyatlarının, güç fiyatlarının çok yükseldiğini, bütün bunların sonucu olarak üretim maliyetleri arttığı için global bir enflasyon, enflasyonist ortamın ortaya çıktığı ve bu global ağır enflasyonist ortamın Türkiye iktisadını de etkilediğini biliyoruz. Bir orta döviz fiyatında özel olarak da söylemek gerekirse dolar kurlarında üst yanlışsız oynaklığı oldu. Bunlar da iktisadımızı etkiledi. Artık burada temel sorunumuz bütün bu çeşit türbülansların içerisinde bir istikamet tayinini gerçekleştirmekti. Türkiye istikamet tayinini gerçek yaptı.

Ya yalnızca tesirlerin sonuçlarını ortadan kaldırmak için uğraş edeceksiniz ya da bu türbülansın getirdiği ortamı fırsata çevireceksiniz. Nasıl fırsata çevirirsiniz? Bunun en temel yolu üretimi arttırmaktır. Türkiye onun için üretim, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla Türkiye’nin büyümesini temin etmektedir. Bilhassa son birkaç yıllık mühlet içerisinde Türkiye, bütün memleketler arası raporlarda gelişmiş ülkelerle de kıyasladığımızda olumlu ayrışan bir ülke. Büyümeyi gerçekleştirmiş olan bir ülke, istihdamını pandemi öncesi devrin sayılarının üstüne çıkarmış vaziyette. ve Türkiye 246 milyar dolarlık bir ihracatı gerçekleştirmiş vaziyette. Artık demek ki bu istikameti sürdürmemiz lazım. Yani bunun yolu üretmek, ihracatınızı gerçekleştirmek. Söz ettiğim üzere bu büyüme siyasetini sürdürebilmemiz için her yıl bir milyon 200 bin yeni istihdam oluşturmamız lazım.”

“Üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz”

Türkiye’nin önündeki temel meselelerden birinin yüksek enflasyon olduğunu belirten Kurtulmuş, “Yüksek enflasyonun bir kısmı maliyet enflasyonudur. Maliyet enflasyonunun azaltılabilmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Mesela bunların en başında gelen de güç maliyetlerindeki yüksekliklerdir. Biliyorsunuz Türkiye, birkaç yıldır vatandaşın güç masraflarını sübvanse ediyor devlet olarak. Fakat inşallah şu Karadeniz’de ve Akdeniz’de bulduğumuz petrol ve doğal gaz, Türkiye’nin güç girdilerinde çok büyük bir rahatlık sağlamasını ortaya çıkaracak. Bu da bir manada maliyetleri çok önemli biçimde aşağı çekecektir.” dedi.

İstihdamı daima arttırmanın da bu manada enflasyonla direkt bir bağı olduğunu bildiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“İnşallah çabayla bu bahiste ayrıntılı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Temel problem fiyat istikrarının sağlanması. Yakın vakte kadar fiyat istikrarsızlığının da ötesinde ‘fiyatsızlanma’ dediğimiz bir devir yaşadık. Yani bir bardağın bugünkü fiyatı bu, yarınki fiyatı farklı bir fiyattı. Çok şükür bunlar dengelendi. Burada birtakım sistemler kullanıldı. Dövizin aşikâr bir evrede dizginlenmesi değerliydi. Bu kur muhafazalı mevduatla bir biçimde en azından kısmen de olsa dizginlenmesi ortaya çıktı. Münasebetiyle enflasyonla çaba topyekün bir gayrettir. Bütün alanları kapsayan bir çabadır. Yani ‘Bugün uğraş ediyorum, yarın enflasyon şuraya düşecek.’ demek mümkün değil. Bir kısmı orta vadeli, bir kısmı da kısa vadeli önlemlerle inşallah periyot sonunda, 2028’de Türkiye’de tek rakamlı enflasyonlar gerçekleşecektir.”

Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin, yalnızca binaların yıkımı değil, bütün algıları, siyaset stilini değiştiren büyük bir felaket olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Öncelikle Allah bir daha bu millete hatta hiçbir millete bu türlü bir felaket yaşatmasın. İsmi üstünde asrın felaketi fakat çok şükür hızla yaralarını sarmakla meşgulüz. Bayrama kadar kimi yerlerde köy meskenleri vatandaşa teslim edilecek. 6 Şubat’tan sonra birinci önceliğimiz asrın felaketinin sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bunun için de evvel vatandaşlarımızın acil bir halde süreksiz barınmalarının sağlanması, temel gereksinimlerinin sağlanmasıydı. Bunlar geride kaldı. Artık kalıcı konutlar sorunu, iş yerleri sıkıntısı. 11 vilayetimizde etkilenen vatandaşlarımızın yine kendi bölgelerine dönmesini temin etmek ve böylelikle oradaki demografik yapının evvelce olduğu üzere sağlam bir formda ortaya çıkmasını sağlamak. Münasebetiyle bir sefer bu siyasetimizin bir numaralı önceliği. Dikkat ederseniz de Cumhurbaşkanı’mız da bizler de daima alanda vatandaşımızla, hiç siyaset yapmadan hiç oy telaşı içerisinde olmadan. Önemli olan tekrar Türkiye’nin ayağa kalkabileceğinin gösterilmesidir.”