Süleyman Soylu: TSK’ya yapılan bu değerlendirmeleri kendilerine motamot iade ediyoruz

Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında, ‘2022 Yılı Kıyı Güvenlik Komutanlığı Kumandanlar Toplantısı’ düzenlendi.

Toplantıda açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığınca 2022’de 44 bin kaçak göçmen yakalandığını belirtti.

Bunun yanı sıra, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kumandanlara yönelik kelamlarına de reaksiyon gösterdi.

“Birilerinin hazımsızlığının sözcülüğü vardır”

“Dönem devir farklı olaylarla karşılaşılıyor olabilir. Bu farklı olaylar bizi rotamızdan ve çizgimizden asla geri döndürmeyecektir. En son ana muhalefet partisinin genel liderinin Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesine yaptığı hakaret milletimizi, bizleri incitmiştir.

Şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu hakaret kabul edilemezdir. Ya şahsî bir ruh sıhhati sorunu vardır. Ya da obüslerin ortaya gelişmişlikten ve TSK envanterine girmesinden kaynaklanan, birilerinin hazımsızlığının sözcülüğü vardır.

“Türk milletinin ahlak ve karakterine nazaran yürütmektedir”

Bizim ordumuz ulu bir ordudur ve bugün dünyanın dört bir yanında ay yıldızlı bayrağımızı, tarihimizi, bütün geleneklerimizi, hem TSK’nın şanına, vazife şuuruna ve anlayışına hem de Türk milletinin ahlak ve karakterine nazaran yürütmektedir.

Bu değerlendirmeleri kabul etmiyoruz. Yok sayıyoruz. Milletimizin sevgilisi olan TSK’ya yapılan bu değerlendirmeleri kendilerine motamot iade ediyoruz.”

“Bu yıl da 44 bin kaçak göçmen yakalamıştır”

Sahil Güvenlik Komutanlığının çok kıymetli atılımlarda bulunduğuna değinen Bakan Soylu, “Bu teşkilat, 2021 yılında 23 bin 676 kaçak göçmen yakalamıştı, bu yıl da 44 bin kaçak göçmen yakalamıştır. 117’si FETÖ, 6’sı PKK, 3’ü DEAŞ olmak üzere 126 terörist de tekrar 2022 yılında, denizden kaçarken yakalanmıştır. Yeniden bu teşkilat 2022 yılında 11 ayda, 29 bin insanı denizden, boğulmaktan kurtarmıştır. 2016 yılından itibaren denizden sağ olarak kurtardığı insan sayısı ise 169 bin 179 kişidir.” sözlerini kullandı.

“Tehditlere karşın dengeli bir siyaset takip etmek kolay bir iş değildir”

Meydana gele tüm aksiliklere karşın kararlı bir hal ortaya koyduklarını belirten Bakan Soylu, “Sahil Güvenlik Komutanlığı, misyon alanı prestijiyle hem alkol, tarihi eser, sigara üzere kaçakçılık kabahatleriyle uğraş etmektedir; hem uyuşturucu kaçakçılığıyla uğraş etmektedir; hem göçmenlerin hayatını kurtarmaktadır; hem denizlerin kirletilmesine karşı bir gayret yürütmektedir; hem denizlerde kaza kırım üzere arama kurtarma faaliyetlerinde vardır.

Tüm bunlara ilaveten, bilhassa son 2-3 yılda, afetlerde faal biçimde misyon almaktadır. Bu türlü bir konjonktürde dik durabilmek, Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de petrol ve doğalgaz aramak, tahıl koridorunu açık tutmak, göçü yönetmek, batının tezgahlarına karşın, tehditlerine karşın dengeli bir siyaset takip etmek kolay bir iş değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Şu ana kadar 35 denetim botunu teslim aldık”

Sahil Güvenlik Komutanlığının en değerli kolluk kuvvetleri ortasında yer aldığına değinen Bakan Soylu, “Yakın gelecekte global göçün bitmeyeceği düşünülürse; öte yandan Karadeniz, Ege ve Akdeniz’in güç havuzumuz haline gelmesi düşünülürse; bir yandan global uyuşturucu rotası, kaçakçılık rotaları, Libya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Yunanistan üzere bahisler düşünülürse; Ege ve Marmara’da artan afet riski göz önüne alınırsa, Kıyı Güvenlik Komutanlığımızı Türkiye’nin mavi siyasetinin başat aktörlerinden biri haline getirmenin gerekliliği, bir amaç olarak zaten ortaya çıkacaktır.

Güvenlik komutanlığımızın toplamda 107 denetim bot alımından oluşan projesi, dünya gemi inşa bölümünde, bilinen en büyük seri üretim projelerinden biri olarak görülmektedir. Bu projeden şu ana kadar 35 denetim botunu teslim aldık, başkalarının üretim süreci devam ediyor.” dedi.

“Sürekli olarak batıya ikazlar yapmak zorunda kaldık”

Batılı devletlerin dünyadaki meselelere sessiz kaldığını söyleyen Bakan Soylu, “6 yıllık İçişleri Bakanlığı vazifemde, yaptığımız bütün toplantıların global kıymetlendirme kısmında, batıya ve global gelişmelere dair, global gelişmelerin bizim güvenlik yükümüze tesirlerine dair, olumlu yahut umut verici rastgele bir değişimin haberini veremedik.

Sürekli olarak batıya ikazlar yapmak zorunda kaldık. Bazen basın aracılığıyla, bazen memleketler arası toplantılarda, heyet kabullerinde bu ikazları şahsen yapmamıza karşın, hala batı cephesinde yeni bir şey yok.

sözlerini kullandı.

“Aile kavramlarının büsbütün dağıldığının farkındalar”

Amerika ve batı devletlerinin her şeyi bildiğini lakin stratejileri gereği sessiz kaldıklarını lisana getiren Bakan Soylu, “Daha 1960’larda bizden ve doğudan göçmen alıp kalkınan Avrupa; neredeyse her konuttan bir akrabamızın yaşadığı Almanya, Fransa, Ortadoğu ve Afrika’dan yola çıkan göçmenin nereye gideceğini, hangi rotayı kullanacağını, kime yük olacağını bilmiyor olabilir mi? kaçak göçle birinci defa karşı karşıya geliyor olabilir mi?

2009’da Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan’ı memleketler arası uyuşturucu kaçakçısı ilan eden ABD hükümeti PKK’ya verilen takviyenin Türkiye’yi nasıl bir uyuşturucu baskısında bırakacağını bilmiyor olabilir mi?

Hepsini biliyorlar fakat yalnızca bir tercih kullanıyorlar. Bir stratejileri var. Yaşlandıklarını biliyorlar. Kuşaklarının ahlaki çöküntü içinde olduğunu biliyorlar. Aile kavramlarının büsbütün dağıldığının farkındalar.” formunda konuştu.

“Türkiye dünya ortalamasının üstünde bir güvenlik maliyetini yüklenmiştir”

İHA’nın haberine nazaran, güvenlik tehditlerinin Türkiye’nin daha fazla para harcamasını neden olduğunu aktaran Bakan Soylu, “Gelecekte yükselen doğu ile rekabet edemeyeceklerini görüyorlar, onun için de asimetrik bir savaş sürdürüyorlar. Doğuyu istikrarsızlaştırıp, sıkıntılarını doğuya yıkıp, güçlü olanın ayakta kalabilme ihtimali üzerine bir gelecek stratejisi kurmaya çalışıyorlar.

Temel siyasetleri budur. Bir el bombası üzere pimi çekip göçü, uyuşturucuyu, terörü, iç savaşları, darbeleri daima doğuya fırlatıp, kendileri de sipere yatıyorlar.

Bütün bu tablo, 21. Yüzyılı Türkiye açısından güvenlik manasında tehditlerle dolu bir yüzyıl haline getirmiştir. Her vatandaşımın bilmesi lazım; Türkiye dünya ortalamasının üstünde bir güvenlik maliyetini yüklenmiştir.” dedi.