Rüzgârda maksat 100 bin megavat

Türkiye, son 15 yılda yapılan yatırımlarla rüzgâr gücünde yaklaşık 12 bin megavat heyeti güce ulaştı ve yıllık toplam elektrik üretiminin yüzde 11’ini rüzgardan karşılayan bir pozisyona geldi. Ayrıyeten, kapasite tahsisi yapılarak geliştirme ve inşa sürecinde olan yaklaşık 8 bin 500 megavat veson periyotta kıymetlendirme ve ön lisans basamağına ulaşan 20 bin megavat depolamalı rüzgâr projesi bulunuyor. Türkiye Rüzgâr Gücü Birliği (TÜREB), “Türkiye Rüzgâr Gücü ve Rüzgar Sanayi Siyaset Belgesi” ile 14 Mayıs seçimlerinin sonucunda vazife alacak hükümete ve güç idaresine rüzgar gücüyle ilgili görüş ve önerini paylaştı.

Konuyla ilgili basın toplantısında konuşan TÜREB Lideri İbrahim Erden, “Rüzgâr bölümü stratejik dal olarak ilan edilmelidir” ve “Ulusal 2053 Sıfır Emisyon maksadı asla göz gerisi edilmemeli” diyerek kelamlarına şöyle devam etti:

‘STRATEJİK KESİM OLMALI’

“Ülkemizin rüzgâr gücünde sahip olduğu ve yeni üretim teknolojileriyle birlikte 150 bin megavatın üzerindeki karasal ve deniz üstü rüzgâr potansiyelinden mümkün olan en yüksek düzeyde faydalanacak formda devreye alınması için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Rüzgâr gücünde heyeti güç amacının 2035 yılında 40 bin megavat, 2053’te ise 100 bin megavat düzeyleri hedeflenmeli. Yıllık 3 bin megavat gayesini Türkiye yapabilir. 2035’e kadar yılda 3 bin, 2035’ten sonra da yıllık 4 bin megavatlık kurulumların yapılabileceğini düşünüyoruz.”

Enercon Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi CEO’su Arif Günyar ise türbin maliyetlerinin artmasıyla ilgili, “Bütün türbin üreticileri ziyan etti. Savaş ve pandemi sebebiyle maliyetlerde şimdiye kadar görülmemiş bir yükseliş gördük. Bundan sonraki süreçte türbin üreticilerinin bildiği ve inançlı gördüğü pazarlarda var olacağı bir konjektör görüyoruz” sözlerini kullandı.

İŞTE YAPILMASI GEREKENLER:

-Rüzgâr gücü yatırımları için daha fazla karasal rüzgar gücü kapasite tahsisi sağlanmalı.

-Yatırımlarının artmasını sağlayacak deniz üstü rüzgar gücü, elektrik depolama ve yeşil hidrojen teknolojilerine odaklanılmalı.

-Rüzgâr gücü endüstrisinin gelişimi ve ihracata sağladığı katkıların artırılması için takviyeler arttırılmalı.

-Nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için takviye verilmeli.

-Deniz üstü rüzgâr gücündeki gelişim ve karasal rüzgârdaki teknolojik değişimler de dikkate alınarak yeni lojistik ve ulaştırma altyapısı hazırlanmalı.