Neden Farklı Göz Biçimlerine Sahibiz?

Daha evvel hiç öteki ülkelerden insanların neden farklı göz hallerine sahip olduğunu merak ettiğiniz oldu mu?

Gözlerimizin biçimi, genlerimiz, etnik kökenimiz ve yaşadığımız etrafımız dahil olmak üzere birçok etkene dayanır.

Ebeveynlerinizden aktarılan genler de, göz bebeklerimizin uzunluğunu ve halini, göz kapaklarımızın boyutunu ve pozisyonunu ve gözlerimizi hareket ettiren kasların biçimini ve istikametini belirlemede epeyce tesirlidir.

Etnik köken de göz biçimini tesirler, göz formları insanların yaşadığı etraf ve iklime adapte olup farklılıklar oluşmasını sağlar.

En bilindik göz farklılığı, üst göz kapağının gözün köşesiyle birleşen kısmıdır.

Doğu Asyalılar, Güneydoğu Asyalılar, Polinezyalılar ve Yerli Amerikalılar da dahil olmak üzere birçok etnik kökende, bu noktada çoklukla ‘epikant kıvrımı’ olarak isimlendirilen hafif bir kıvrım olur.

Göz biçimleri, göz kapakları, irisler ve gözlerin göz çukuru içindeki pozisyonu üzere göz anatomisindeki çeşitli özelliklerin birleşimiyle belirlenir.

Bazılarımız yuvarlak, kimilerimiz çekik kimilerimiz badem halinde ve kimilerimiz ise farklı biçimlerde göz yapısına sahiptir.

Yukarda saydığımız faktörlerin yanı sıra, birtakım hastalıklar da göz biçimlerinde değişikliklere neden olabilir.

Örneğin, graves hastalığı olarak bilinen bir tiroid rahatsızlığı, gözlerin daha büyük ve daha çıkık görünmesine neden olabilir.

Göz formu yaşla birlikte de değişebilir ve gevşeyip, sarkabilir. Bu da gözlerin daha küçük görünmesine neden olabilir.

Bu, cildin altındaki yağ birikintilerinden kaynaklanır. Ayrıyeten bir teoriye, gözler karlı ve çöl ortamlarında bulunan güçlü ultraviyole ışıklarına karşı korunmak için evrimleşmiştir.

Bu da aslında farklı formlarda göze sahip olsak da hepimizin aslında birebir kökenden geldiği manasına geliyor.