Çelik:  Vatandaşlarımıza yalnızca bir kanaldan yanlış bilgi verildi o da; CHP Genel Merkezi’dir

Çelik: Vatandaşlarımıza yalnızca bir kanaldan yanlış bilgi verildi o da; CHP Genel Merkezi’dir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Vatandaşlarımıza yalnızca bir kanaldan yanlış bilgi verildi o da; CHP Genel Merkezi’dir. Dün herkes elindeki verileri doğru bir biçimde paylaşmaya çalıştı. Onlar Anadolu Ajansı ve başka kurumlara saldırırken herkes gördü ki manipülasyonun olduğu yegane veri akışı Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş’ın ortaya koyduğu değerlendirmelerdir. Dolayısıyla manipülasyon bu iddiayı ortaya sürenler tarafından yapılmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Yürütme Şurası (MYK) toplantısı sona erdi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.’MİLLETİMİZİN HUZURUNA TIPKI SİYASİ BEDELLERLE ÇIKARAK KAMPANYAMIZI YÜRÜTECEĞİZ’Geçmişte darbelerle sandık iradesinin engellenmeye çalışıldığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Çelik, “Bütün vatandaşlarımıza, milletimizin her bir ferdine genel merkezimizden saygılarımızı sunuyoruz. Türk demokrasisi için çok kıymetli bir basamak içerisindeyiz. Bugün seçimlerin ikinci çeşidiyle ilgili kıymetlendirme yaptık. Tüm sonuçları kapsamlı bir biçimde değerlendirdik. Önümüzdeki devirde tekrar milletimizin huzuruna tıpkı siyasi pahalarla çıkarak kampanyamızı yürüteceğiz. Sonuç olarak da bu siyasi irade sonucu net bir formda tayin edecek. Olağan bütün bu periyot içerisinde bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen Türkiye’nin büyük demokrasi deneyimi olmuştur. Vatandaşlarımızın demokrasiye olan inançları, demokrasiyi muhafaza konusundaki hassasiyetleri bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşmiş ve Türkiye gıptayla bakılan bir ülke olmuştur. Vatandaşlarımızın hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, sandıklara sahip çıkıyor olması son derece değerli olmuştur. Bu da Türkiye’de idarenin sandık yoluyla belirlenmesi prensibinin ne kadar kökleştiğini göstermiş oldu. Aslında bir bakma da Türkiye’deki siyasi çabanın tarihinin temel konusu budur. Tüm bir siyasi tarih boyunca vatandaşlarımız ülke idaresinin sandık yoluyla belirlenmesi konusunda irade ortaya koymuşlardır. Çok partili siyasi hayata geçtiğimizden beri, vatandaşlarımızın bu iradesi darbelerle, muhtıralarla ve askeri yargı vesayeti baskılarıyla sürekli olarak budanmak istenmiştir. Vatandaşlarımız bütün bu baskılar, engellemeler, iç ve dış provokasyonlar karşısında güçlü bir halde sandık iradesini koruyarak geleceğe daima olarak demokrasi yoluyla bakmış, demokrasiyi kökleştirmeye ve kurumsallaştırmaya büyük bir ehemmiyet vermiştir” dedi. Çelik konuşmasının devamında kelamlarını şöyle sürdürdü: “Şimdi gelinen noktada da görülmektedir ki yüzde 90’a yakın bir iştirak dünyada çok değerli bir yere sahiptir. Bu demokrasimizin ne kadar kökleştiğini her bir insanımızın birer siyasi özne olarak birer toplumsal özne olan ne kadar büyük bir katkı verdiğini bir defa daha göstermiştir. Tıpkı formda sandıklara sahip çıkılması konusunda hangi partiden, hangi bölümden olursa olsun tüm arkadaşlarımızın gösterdiği hassasiyet Türkiye’nin demokratik bedellere verdiği değer göstermesi bakımından da son derece dikkat alımlı olmuştur. Bu demokrasi kazanımlarımıza takviye veren, kazanımlarımızı zenginleştiren her bir vatandaşımıza bir defa daha şükranlarımızı arz ediyoruz. Cumhurbaşkanımız büyük bir teveccühle her vakit olduğu üzere milletimizin büyük bir dayanağıyla açık orta önde bitirmiştir. İkinci tura kalmasına karşın seçim. Tıpkı biçimde Cumhur İttifakı ve AK Parti’miz mecliste güçlü bir çoğunluk elde etmiştir. Cumhurbaşkanımıza gösterilen teveccüh ve cumhurbaşkanımıza verilen bu dayanak cumhurbaşkanımızın siyasi hayatında yeni bir rekora daha imza attığını göstermektedir. İnşallah milletimizin huzuruna giderek bu süreci ikinci cinste tamamlayarak sonuca ulaştırmış olacağız.”‘DÜN HERKES ELİNDEKİ VERİLERİ DOĞRU BİR BİÇİMDE PAYLAŞMAYA ÇALIŞTI’Anadolu Ajansı’nın seçim verilerini açıklarken manipülasyon yaptığı argümanlarına karşılık veren Çelik, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Dünden beri oyların sayılmasına başlanmasından beri bir kampanyayla karşı karşıyayız. Aslında seçim periyodunda de bu devam etmişti. Bir CHP klasiği önümüze getirildi. Evvel bir oldu bitti ile aday ilan ediyor. Çabucak akabinde ezici çoğunlukla alacağız diyerekten bir propaganda yapıldı. Arkasında buna karşı çıkan her kısma karşı bir dayatma, hatta aday olan insanlara karşı bir sindirme kampanyası formunda antidemokratik bir faaliyet bu formda yürütülüyor. Ondan sonra listeler yayımlanıyor. Daha vatandaşın huzuruna gidilmemiş, oy verilmemiş buna rağmen sonuçlar ilan ediliyor. Hangi bürokratların misyondan alınacağına dair birtakım listeler yayınlamaya başlıyorlar. Dün çıktılar ekranlara Anadolu Ajansı’nın ve bizim partimizdeki bilgilerin birer manipülasyon olduğunu tez ettiler. CHP ismine iki büyükşehir belediye lideri Sayın Yavaş ve Sayın İmamoğlu konuştu. Konuşmaya başlarken şöyle bir cümle kullandılar; ’13’üncü Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu ismine konuşuyoruz.’ Yani sandık sayımı devam ediyor, vatandaşımızın iradesi tecelli etmemiş lakin onlar çıkıyorlar ulusal iradeye karşı yakışıksız bir biçimde cumhurbaşkanının kim olduğunu ilan etmeye çalışıyorlar. Dün birinci açıklamamızda söyledik. Bu yapılan ulusal iradeye dönük bir yetki gaspıdır. Sandıklar tecelli etmeden bu tavrın ortaya koyulması, ulusal iradeye yönelik bedeller ve demokrasi ahlakı açısından son derece yanlıştır dedik. Onun sonucunda en azından ya da yanlış yaptık demelerini bekliyorduk. Lakin daha sonraki açıklamalarında da bunu motamot devam ettiler. Bu siyasi tarihimize, milletin iradesine saygısızlığın en çarpıcı örneklerinden biri olarak geçmiştir. Daha sonra yaptıkları yanlışı bir biçimde estetize etmek için ‘temennimizi söz ettik’ gibisinden bir cümle söylediler. Anadolu Ajansı’nın bilgilerine ve bizim partimizin ortaya koyduğu bilgilere karşı bir dayatma içerisine girdiler. ‘Elimizde ıslak imzalı tutanaklar var. Ankara, İstanbul ve İzmir’den oylar geldiğinde göreceksiniz bizim dediğimiz yanlışsız çıkacak’ dediler. Sonuç olarak ne oldu? Bir tane manipülasyon yapılmış oldu. Vatandaşlarımıza yalnızca bir kanaldan yanlış bilgi verildi o da; CHP Genel Merkezi’dir. Dün herkes elindeki verileri doğru bir biçimde paylaşmaya çalıştı. Onlar Anadolu Ajansı ve öbür kurumlara saldırırken herkes gördü ki manipülasyonun olduğu yegane veri akışı Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş’ın ortaya koyduğu değerlendirmelerdir. Münasebetiyle manipülasyon bu iddiayı ortaya sürenler tarafından yapılmıştır.”‘BİZİM GEÇMİŞİMİZDE SEÇİM SONUCUNU TANIMAMAK GİBİ BİR LEKE YOK”Bizi millet getirir, millet götürür’ unsuruna sıkı sıkıya bağlı olduklarının altını çizen Çelik, “Aynı formda birtakım güya sokağa şiddet hakimmiş, sokakta şiddet yoluyla sandık manipüle edilebilecekmiş gibisinden bir kadro atmosfer oluşturulmasına karşı da emniyet güçleri, jandarma, bütün güvenlik güçleri hukuk devletinin kuralları içerisinde bütün bu süreci son derece sağlıklı bir halde geçirebilmemiz için çok bedelli katkılar sağladılar. Bu katkıların sonucu olarak da Türkiye inançlı bir formda seçime gitmiş ve sandığın iradesini ortaya çıkarabilmiştir. Bir mevzu daha görmüştür. Biliyorsunuz kampanya sürecinin başladığı günden bugüne kadar iki tane sembol ortaya çıktı. Bir tanesi; karşımızdaki ittifakın genel liderlerinden biri kampanya sürecini sağa sola mermi kovanı atarak başlatmıştı. Bugün de tekrar bu ittifakın genel liderlerinden birisi masa yumruklayarak süreci sürdürmeye çalıştı. Haftalardır bize daima olarak önümüze şu getirildi; ‘siz şayet seçim sonucu olarak dilek etmediğiniz bir tablo ortaya çıkarsa buna saygılı olacak mısınız’ diye tekraren bize soruldu. Halbuki şunu söyledik; bizim geçmişimizde sandık sonucunu tanımamak ya da seçim sonucunu tanımama üzere bir leke yok. Lakin karşımızdakilerin geçmişinde bunlar var. Sandık sonuçlarını maalesef demokrasi dışı birtakım girişimlerle yok etmeye dönük olarak da siyasi tarihlerinde birçok olay var. Münasebetiyle bu bize sorulduğu vakit biz kurumsal geleneğimiz itibariyle her vakit olduğu üzere ‘bizi millet getirir, millet götürür’ prensibine sıkı sıkıya bağlı olduğumuzu tabir etmemize karşın asıl sorulması gerekenin karşımızdakiler olduğunu söz ettik” açıklamasında bulundu. ‘HEPİMİZİN SOYADI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’DİR’

Türkiye’de tüm yurttaşların eşit olarak görüldüğünü vurgulayan Çelik “Bugün gelinen noktada da kendilerinin manipülasyonu açık bir formda ortaya çıkmasına karşın, halkımıza karşı palavra beyanda bulunmalarına karşın dün düzmece bilgilerle seçim sonucu ile cumhurbaşkanı ilan etmeleri ve bütün bunların yanlış çıkmasına karşın yeniden tuttular bugün bizi suçlamaya devam ettiler. Şunu net bir formda söylemek isterim. Kaybeden tek bir vatandaşımız yoktur ve olmayacaktır. Artık vakit zaman kimi yorumlar görüyoruz. Bu türlü karamsarlık yaymaya çalışan, işte seçim sonuçlarına dönük olarak kendilerince ülkemizle ilgili olarak karamsar bir tablo çizmeye çalışan kimi bölümler görüyoruz. Bunların hiçbirinin karamsarlığının, kara propagandasının bir ehemmiyeti yoktur. Değerli olan demokrasinin gücüdür. Sandığın gücüdür. Tekraren seçim yaptık. Tekrar seçim yoluyla bu süreci belirleyeceğiz. Milletin iradesi ortaya çıkacak. İsimlerimiz farklı olabilir, kimliklerimiz farklı olabilir, partilerimiz farklı olabilir lakin hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş yoktur. Herkes birinci sınıf vatandaştır. Bu anlayış çerçevesinde bir seçim yapıyoruz. Siyaset alanı bir rekabet alanıdır, bir hasımlık alanı değildir. Birbirimizin hasmı değiliz. Sadece siyasi partiler ortasında bir rekabet bağlantısı var. Hepimiz kardeşiz, komşuyuz, akrabayız, mahalleliyiz, hemşeriyiz. Bu hisle bu seçim sürecini yürüttük ve bundan sonrasında da bu hisle yürüteceğiz” dedi.