Can Kaybı Yok Diye Göz Ardı mı Edilecek? Folkart Sitesinde Çıkan ve 40 Daireyi Kül Eden Yangın da mı Kader?

27 Nisan’da gece saatlerinde İzmir Narlıdere’deki Folkart sitesinde büyük bir yangın çıkmış, can kaybı olmamasına rağmen yangının söndürülmesi 8 saat, kontrol altına alınması ise 12 saat sürmüştü. Büyük depremin ardından, 40 koca binayı kül eden …

Can Kaybı Yok Diye Göz Ardı mı Edilecek? Folkart Sitesinde Çıkan ve 40 Daireyi Kül Eden Yangın da mı Kader?
Yayınlama: 02.05.2023
9
A+
A-

27 Nisan’da gece saatlerinde İzmir Narlıdere’deki Folkart sitesinde büyük bir yangın çıkmış, can kaybı olmamasına rağmen yangının söndürülmesi 8 saat, kontrol altına alınması ise 12 saat sürmüştü. Büyük depremin ardından, 40 koca binayı kül eden yangın ve yangının kontrol altına alınmasının çok uzun sürmesi akıllara yeniden ‘Güvende miyiz?’ sorusunu getirdi. Gelin, Folkart yangını ardından cevapsız kalan sorulara beraber bakalım…👇

Kaynak: https://www.patronlardunyasi.com/habe…

Sanki tüm felaketlerin bizi bulmaya yemin ettiği bir dönemden geçiyoruz…

Hala yaralarını saramadığımız ve hiçbir zaman unutamayacağımız büyük depremin ardından 27 Nisan’da da İzmir, Narlıdere’de Folkart sitesinde yangın çıktı. Her ne kadar mucizevi bir şekilde can kaybımız olmasa da yangının bir bloktaki 40 dairenin tümünü yerle bir edecek kadar büyümesi hepimizi korkuttu.

Ve elbette yalnızca dudak uçuklatan fiyatlara satılan ve kiralanan bu evlerde oturan, hayati tehlike atlatmış kişiler değil, hepimiz yangınla ilgili elle tutulur açıklamalar bekliyoruz.

Depremin ardından hepimiz evlerimizin depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmaya ve diken üstünde yaşamaya başladık zaten. Yangınla beraber, ‘Güvende miyiz?’ sorusunu cevaplamak için daha da derinlere inmemiz gerektiği ortaya çıktı.

Büyük, küçük fark etmez, eskiden bizim için en huzurlu ve güvenli yer olan evlerimizde artık her gece yatmadan önce “Bir şey olmaz inşallah” diyerek uyuyoruz…

‘Ne oldu da bu hale geldik?’ demeye gerek yok ama ‘Yeni bir facia yaşamamak için ne yapılabilir?’ diye sormaya ihtiyaç çok! Sonuçta İzmir’in lüks yerleşim yerlerinden birinde böyle bir olay patlak verebiliyorsa, diğer yerlerde ne olur düşünmek dahi istemeyiz.

Dikey mezarlar satın alıyor olabilir miyiz?

Dikey mimari mutlak bir zorunluluk değil elbette ama şehirlerin yapılaşma sürecinde oldukça fazla tercih edilen bir mimari haline geldiği de ortada. Bir binada birden çok kişinin yaşamasının getirdiği avantajlar fazla olsa da bu artıların yanına bir de binanın estetik görünümü ve pazarlama kaygısı girince işler biraz rayından çıkıyor.

Avantajı bol diye yüksek katlı koca binalar inşa ederken, binaların afetlere ve acil durumlara karşı korunaklı olacağından emin olunması gerekiyor.

Folkart yangınında 40 dairenin birden yanması, ‘Bina inşa edilirken estetik güzelliği ön planda olsun diye kolay yanıcı malzeme kullanılmış olabilir mi?’ sorusunu akıllara getiriyor…

Bununla beraber, “Diyelim ki yanıcı maddelere yer verildi, olası bir yangına karşı yeterli elektronik ve fiziki tedbir alındı mı alınmadı mı?” sorusu da düşünülmesi gereken bir başka nokta olarak öne çıkıyor.

Ayrıca yangının kontrol altına alınmasının 8 saat, söndürülmesininse 12 saat sürdüğü göz önüne alındığında, yangına müdahale edecek personellerin yeterince eğitimli ve deneyimli olup olmadığını sorgulamaktan da alamıyoruz kendimizi.

Kamu birimlerinden gelen müdahalenin gecikmesi ve yetersiz kalması konusuna hiç girmesek daha iyi olacak.

Bu noktada önemli olan şey, Folkart yangının ‘kader’ olarak yorumlanmaması.   Her ne kadar can kaybımızın olmaması teselli sebebi olsa da, evlerimizde güvende olduğumuzdan emin olmak için daha sağlam adımlara ihtiyacımız var!

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.