Ankara Kalesi’nde yakın tarihin izi: Kalealtı sığınağı

HABER: AYBALA ALMİNA MELEK

İkinci Dünya Savaşı’na hazırlık amacıyla Almanlar tarafından inşa Ankara Kalesi’nin altına inşa edilen Kalealtı sığınağı, Altındağ Belediyesi tarafından yıl sonuna kadar müze haline getirilmesi bekleniyor.

Kalealtı sığınağına 3 ayrı kapıdan giriş sağlanıyor. Kısa süreli 3 bin 600, uzun süreli 1200 kişinin kalabileceği sığınakta, havalandırma, ısıtma, elektrik, jeneratör ve su tesisatı birimleri bulunuyor.

Fotoğraf: AA

Sığınağın içerisi 1200 metrekarelik kapalı bir alandan oluşurken, bu alanda, 13 oda, 5 salon, 1 yatakhane, 1 yemekhane ve 2 tuvalet bulunuyor.

BAŞKENTTE YAKIN TARİHİN İZİ

Ankara, Türkiye’nin başkenti ve tarihi önemi olan bir şehirdir. Bu güzide şehrin merkezinde yükselen Ankara Kalesi, geçmişiyle büyüleyen ve sırlarla dolu bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Kaleden dışarıya akan tarihî sokakları gezerken, adım adım geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmış gibi hissedersiniz. Ancak, pek az kişinin bildiği bir gerçek var ki, o da Ankara Kalesi’nin altındaki gizli sığınak.

Fotoğraf: AA

İkinci dünya savaşından bu yana varlığını sürdüren bu yapı, müze haline getirilerek, başkente bir değer daha ekleyecek.

Ankara Valiliğine tahsis edilen sığınak, resmi belgelere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri ve hükümetin savaş zamanında güvenli çalışmasını sağlamak için yapıldı. Ancak savaş tehlikesinin 1963’te ortadan kalkmasının ardından bu amaçla kullanımı sona erdi. Her zaman hazır halde bulunan sığınak, hiçbir zaman kullanılmadı.

Altındağ Belediyesi, bu sığınağın Ankara Kalesi’ne ve başkentlilere kazandırılması için çalışmalara başladı. Ankara’nın derin tarihinden izlerin taşındığı Ankara Kalesi’nde yakın tarihe de şahitlik edilebilecek.

ANKARA KALESİ

Ankara Kalesi, Pers, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek çok farklı medeniyetin etkisinde kalmıştır. Bu nedenle, Ankara Kalesi bir zamanlar sadece bir kale olmanın ötesine geçerek, tarih boyunca önemli stratejik ve kültürel bir merkez haline gelmiştir.

Geçmişi M.Ö. 2. binyıla kadar uzanan bu eşsiz kale, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir önem kazanmıştır. Kale, Roma İmparatoru Augustus döneminde (M.Ö. 27 – M.S. 14) restore edilmiş ve genişletilmiştir. Daha sonraki dönemlerde Bizans İmparatorluğu ve ardından Selçuklular tarafından da kullanılmıştır.

Ankara Kalesi, kare ve dikdörtgen şeklindeki duvarlarıyla çevrili, yüksek ve kalın surlarıyla dikkat çeker. Taş ve tuğla kullanılarak inşa edilen bu surlar, tarihiyle bütünleşerek günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Kaleden çevre ve şehir manzarasına baktığınızda, Ankara’nın modern yüzünü ve tarihî dokusunu aynı anda gözlemleyebilirsiniz.

Kalenin içerisinde, dönemin stratejik ihtiyaçlarına cevap vermek üzere yapılmış tarihi yapılar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlilerinden biri, Aslanhane Camii’dir. 12. yüzyılda Selçuklu Sultanı I. Mesud tarafından yaptırılan cami, Türkiye’nin en eski camilerinden biri olarak bilinir ve taş işçiliği ile dikkat çeker. Caminin yanı sıra, Eski Hamam, Cinci Hanı, Hacı Bayram Camii gibi tarihî yapılara da kale içerisinde rastlamak mümkündür.

Ankara Kalesi‘nin etrafında dolaşırken, tarihin izlerini hissedebilir ve geçmişin büyüleyici atmosferine kapılabilirsiniz. Bu tarihî mekân, aynı zamanda günümüzde çeşitli etkinliklere ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yaparak şehir yaşamına da katkıda bulunmaktadır.

Ankara Kalesi, geçmişin derinliklerindeki izlerini günümüze taşıyan büyülü bir yapıdır. Tarihi zenginlikleri ve eşsiz manzaraları ile her mevsim ziyaretçilerini büyüleyen bu kent simgesi, Ankara’nın kalbinde yükselmeye devam edecek ve gelecek nesilleri de büyülemeye devam edecektir.